Dinimizde kadının yeri İslam dini, Allah Azze ve Celle'nin yarattığı varlıklar arasında kadın ve erkek cinsi arasında bir ayrım gözetmemektedir. Kur'ân-ı Kerim'de inanan erkek ve kadınları ibadet, ahlak, sosyal ve ekonomik hayat gibi alanlarda yanyana zikredilmekte, her ikisi oruç tutan, sadaka veren, sabreden, namusunu koruyan ve Allah'ı çok zikreden kişiler olarak tasvir edilmektedir. (Ahzab, 35) İnan erkek ve kadınlar, dünyada yaptıkları her şeyin karşılığını, herhangi bir cinsiyet ayrımı gözetmeksizin ahirette Allah (c.c.)'tan alacaklardır. İslam'a göre kadın ve erkekler aile ve toplum yaşamında çeşitli görevler üstlenebilirler. İslam, kadını yalnızca ev işi görevleri ile sınırlayan bir anlayışa sahip değildir. Kadın eğitim alma, dinin gereklerini öğrenme ve yeni yetiştireceği kuşaklara aktarma, toplum için yararlı bir insan olma çabası sergileyebilîr. Kur'an'da Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam hayatın her aşaması, O'nun kadınlara verdiği müstesna değeri ispatlar niteliktedir. O, Veda Hutpesi'nde, erkeklerin kadınlara Allah Azze ve Celle'nin değerli bir emaneti olarak aldıklarını dolayısıyla bu emanete hassasiyetle sahip çıkmaları gerektiğini bildirmiştir. Ayrıca Peygamberimiz, Müslüman erkekleri, "işlerindeki en hayırlı insanların kadınlara karşı iyi davrananlar olduğunu" (Tirmizi) söyleyerek uyarmıştır.