İsa Aleyhisselamın Hayatı

Konusu 'İslam büyüklerinin hayatları' forumundadır ve Adile tarafından 20 Ekim 2013 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    İsa Aleyhisselamın

    Kur’an-ı kerim’de ismi bildirilen peygamberlerden. Peygamberler arasında en yüksekleri olan ve kendilerine Ülülazm denilen altı peygamberin beşincisidir. Annesi hazret-i Meryem’dir. Allahü teala onu babasız yarattı. Kudüs’te doğdu. Otuz yaşında peygamber oldu. Kendisine İncil adlı kitap gönderildi. Otuz üç yaşında diri olarak göğe kaldırıldı. Kıyamete yakın yeryüzüne tekrar inecektir.
    İsa aleyhisselamın annesi Meryem Hatun, Süleyman aleyhisselamın neslinden saliha ve temiz bir hanımdı. Hazret-i Meryem, on beş yaşına geldiği zaman, Yusuf-i Neccar isminde biriyle nişanlanmıştı. Fakat onunla evlenmeden Allahü teala, hazret-i Meryem’e babasız olarak bir çocuk vereceğini müjdeledi.
    Hazret-i Meryem, Allahü tealanın emri ve kudretiyle İsa aleyhisselama hamile oldu. Bundan bir müddet sonra, normal olarak hamilelik halleri görülmeye başlandı. Bu halleri gören İsrailoğulları, dedikodu yapmaya başladılar. Çeşit çeşit iftirada bulunup akla gelmeyecek, ağıza alınmayacak şeyler söylediler. Bu dedikodulara tahammül edemeyen hazret-i Meryem, Kudüs’ün 10 km kadar güneyindeki sakin bir kasaba olan Beyt-i Lahm’e çekildi. Her şeyin Allahü tealanın takdiri ve dilemesiyle olduğunu düşünerek, insanların kendi hakkındaki sözlerine sabretti.
    İsa aleyhisselamın doğumu yaklaştığı sırada, bulunduğu yerin bahçesinde yürürken kurumuş bir hurma ağacının altına geldi. Doğum sancıları şiddetlendiğinden bu ağaca yaslandı. Yaslandığı kuru hurma ağacı yeşillendi. Mevsim kış olduğu halde meyve verdi. Ayağının altında küçük bir su kanalı akmaya başladı. Bu hal, hazret-i Meryem’i teselli etti. Bu sırada hazret-i İsa dünyaya geldi. İsa aleyhisselam doğduğu zaman, doğudaki ve batıdaki bütün putlar yıkılıp, yere döküldü. Şeytanlar bu duruma şaştılar. Nihayet büyükleri olan İblis, onlara İsa aleyhisselamın dünyaya geldiğini haber verdi. O doğunca gökte büyük bir yıldız göründü.
    Hazret-i İsa’nın doğduğunu öğrenen İsrailoğulları, Beyt-i Lahm’e geldiler. Hazret-i Meryem’in kucağında yeni doğmuş çocuğu görünce; Ey Meryem! Bu nedir? Gerçekten çok çirkin bir iş yapmış olarak geldin. Sen pek genç, fakat kocası olmayan bir kız olduğun halde bu çocuğu nereden aldın? Bu ne acayib ve ne şaşılacak bir haldir? dediler. Hazret-i Meryem, bütün söylenilenleri sabırla dinledi. Hiç cevap vermedi. Ancak; İşin hakikatini size o haber versin. Siz onunla konuşun. Ondan sorup anlayın! Manasına kundakta bulunan hazret-i İsa’yı işaret etti. Onlar, kundaktaki çocuğun konuşamayacağını söyleyince, kundakta bulunan hazret-i İsa elini kaldırarak cevap verdi ve dedi ki: Ey cahiller! Benim yüksek şanıma taarruz etmeyiniz ve annemi ayıplamayınız. Muhakkak ki ben, Allahü tealanın kuluyum. O, bana kitap verip, beni peygamber kılacaktır. Her nerede olsam beni mübarek kıldı ve hayatta olduğum müddetçe namaz kılmamı ve zekat vermemi emretti. Beni anneme hürmetkar kıldı... Doğduğum günde, öleceğim günde ve diri olarak kabrimden kaldırılacağım günde selam benim üzerimedir. dedi. Hazret-i İsa’nın kundakta konuşmasına hayret eden İsrailoğulları, dillerini yutmuş gibi oldular. Hiçbir şey söyleyemediler. Buna rağmen dedi-kodu yapmaktan, çeşit çeşit
    Roma imparatorunun Şam valisi, babasız doğduğu için ikisini öldürmek istedi. Annesi onu alarak Mısır’a götürdü. Hazret-i İsa on iki yaşına gelinceye kadar Mısır’da kaldılar. Sonra tekrar Kudüs’e gelerek Nasıra şehrine yerleştiler. Otuz yaşına girince, Hak teala tarafından peygamber olduğu bildirildi. Peygamberlik emri bildirilince, hemen tebliğe başladı. İnsanların Allahü tealaya inanmalarını ve O’nun emirlerini yapıp yasaklarından sakınmalarını ve isyanda bulunmamalarını istedi. İsrailoğulları bu daveti kabul etmediler. İsa aleyhisselam inanmayanlara mucizeler gösterdi. İsa aleyhisselam var gücüyle gayret göstermesine rağmen, pek az kişi inandı. İsrailoğulları ona iman etmedikleri gibi, davetine karşı çıktılar ve günden güne hırçınlaştılar. İsa aleyhisselamın yumuşaklığını görerek inanmadılar. Hatta daha da ileri giderek hazret-i İsa’yı öldürmeye teşebbüs ettiler. Bunun üzerine hazret-i İsa, kendisine iman edenler arasından seçtiği havari adı verilen on iki kişiden Allahü tealaya iman ve ibadet edeceklerine ve kendisine yardımcı olacaklarına dair söz aldı.
    Yahudilerden bir topluluk İsa aleyhisselam ve annesi hazret-i Meryem’e dil uzattılar. İsa aleyhisselam bunu duyunca, onlar hakkında bedduada bulundu. Allahü teala bu duayı kabul edip, hazret-i İsa’ya ve annesine dil uzatanları maymun ve domuza çevirdi. Bu durumu gören Yahudiler, hadiseyi aralarında görüştüler. Hepsi hazret-i İsa’yı öldürmek üzere anlaştılar. Hazret-i İsa’yı aramaya başladılar. Roma İmparatoru’nun Kudüs Valisi Jones Pilot’u kandırıp, İsa aleyhisselamın Roma İmparatorluğu aleyhinde bulunduğuna ve Filistin’de yeni bir hükumet kurmaya çalıştığına inandırdılar. Hazret-i İsa, son defa olarak Havarileri ile bir gece gizlice sohbet etti ve onlara Horoz ötmeden yani sabah olmadan sizin biriniz beni inkar edecek ve pek az paraya satacaktır. dedi. Hakikaten Yahuda isimli Havari, sabah olmadan Yahudilerden bir miktar para alıp, hazret-i İsa’nın yerini haber verdi.
    İsa aleyhisselamı yakalamak için Yahudilerle beraber eve girince, Allahü teala Yehuda’yı İsa aleyhisselama benzetti. Yahudiler de onu İsa aleyhisselam, diye yakaladılar ve haça çarmıha gerip asarak öldürdüler. Allahü teala, İsa aleyhisselamı göğe kaldırdı. İsa aleyhisselam bu sırada otuz üç yaşındaydı. İsa aleyhisselam göğe çıkarıldıktan kırk sene sonra, Romalılar Kudüs’e hücum etti. Yahudilerin çoğunu öldürüp, bir kısmını esir ettiler. Şehri yağmaladılar. Kitaplarını yaktılar. İsa aleyhisselama yaptıklarının cezası olarak, hakir ve zelil oldular. Hıristiyanlar, İsa aleyhisselamın haça gerilip orada öldüğüne, fakat sonra dirilip göğe çıktığına inanırlar. Müslümanlar ise, İsa aleyhisselamın haça gerilmediğine doğrudan doğruya göğe kaldırıldığına inanırlar. Bu husus Kur’an-ı kerim’de Nisa suresi 158. ayetinde mealen şöyle bildirildi:
    Onu asmadılar, onu öldürmediler. Bilakis Allahü teala onu katına yükseltti...
    Ayrıca hadis-i şeriflerde buyruldu ki:
    İsa aleyhisselam ölmemiştir. O kıyametten önce size dönecektir., Ben Meryem oğlu İsa’nın aleyhisselam dünya ve ahirette en yakınıyım., Benimle İsa aleyhisselam arasında başka bir peygamber yoktur.
    Allahü teala, İsa aleyhisselamı da 33 yaşında İdris aleyhisselam gibi göğe kaldırdı. İnsanları üç sene dine davet etti. Vasiyeti üzerine Havarileri etrafa dağıldılar. İseviliği insanlara anlatmaya başladılar. Bu hak dinin yayılması 80 sene sürdü. Sonra Hıristiyanlar sapıklığa düştüler. İncil’i değiştirdiler. Nasıl ki Yahudiler hazret-i Meryem ve hazret-i İsa’ya iftira ettilerse, Hıristiyanlar da onun hakkında üç yanlış inanışa saplandılar.
    Bir kısmı, Meryem oğlu İsa Allah’tır. dedi. Bazıları, Allah’ın oğludur. dedi. Bir başka grup da; Baba, oğul ve ruhül-kudüs’ten biridir dedi.
    İsa aleyhisselam hiç evlenmemiş. Dünyaya kıymet vermemiştir. Kıyamete yakın Şam’da Ümeyye Camiinin minaresine inecek, evlenecek, çocukları olacaktır. Hazret-i Mehdi ile buluşacak, 40 sene yaşayıp, Medine’de vefat edip, Peygamberimizin kabrinin bulunduğu hücre-i saadete defnedilecektir. İslam dininin hükümlerine tabi olacak, ictihad edecektir.
    Avrupa kitaplarında Eflatun’un milattan 347 sene önce öldüğü yazılıdır. İsa aleyhisselam gizli dünyaya gelip, dünyada az kalıp göğe çıkarıldığından ve kendisini ancak on iki havari bilip, İseviler az ve asırlarca gizli yaşadıklarından milat, yani noel gecesi doğru anlaşılmamıştır. Miladın, birinci kanunun Aralık yirmi beşinde veya ikinci kanunun Ocak altıncı veya başka gün olduğu sanıldığı gibi, bugünkü miladi senenin beş sene az olduğu çeşitli dillerdeki kitaplarda yazılıdır. O halde miladi sene doğru ve kat’i olmayıp, günü de senesi de şüpheli ve yanlıştır. İmam-ı Rabbani’nin kuddise sirruh ve Burhan-ı Katı’nın bildirdiklerine göre, Yunan filozofu Eflatun Platon İsa aleyhisselam zamanında yaşamıştır. Buna göre miladi takvim 300 seneden fazla olarak noksandır ve İsa aleyhisselam ile Muhammed aleyhisselam arasındaki zaman bin seneden az değildir.

    İsa aleyhisselam peygamberliği icabı mucizeler gösterdi.

    Mucizeleri dokuz çeşitti:
    1. Beşikteyken konuştu.
    2. Ölüleri diriltirdi. Bilhassa dört ölüyü dirilttiği meşhurdur. Bunlar Sam bin Nuh, Şeddad bin Ad, Masan bin Malan ve Beni İsrail’den bir çocuktur.
    3. Anadan doğma kör olanları sağlamlar gibi gördürür, bir cilt hastalığı olan baras illetini iyi ederdi. Eliyle hastaya dokunduğunda iyi olurdu. Eliyle mesh etmek suretiyle hastaları tedavi ettiği için kendisine İsa-i Mesih dendi. Maide suresi: 110
    4. Al-i İmran suresi 49. ayetinde bildirildiği gibi kavminin yedikleri veya yemek üzere sakladıkları şeyleri haber verdi.
    5. Maide suresi 110. ayetinde bildirildiği gibi çamurdan kuş yapıp üzerine üfleyince, Allahü tealanın izniyle canlanıp kuş olurdu.
    6. Maide suresi 114. ayetinde bildirildiği üzere Havariler, içinde yiyecek bulunan bir sofranın indirilmesini teklif ettiler. Hazret-i İsa ellerini kaldırıp dua edince, ekmeği ve eti bulunan bir sofra indi.
    7. İsa aleyhisselam uykudayken yanında her konuşulanı ve yapılanı bilirdi.
    8. Ne zaman istese ellerini göğe kaldırıp dua edince o anda yemek ve meyveler önüne gelirdi.
    9. İsa aleyhisselam Yahudilerden Beni İsrail uzak olduğu halde sözlerini ve gizli sırlarını bilirdi.
     
  2. Adile

    Adile Admin

    İsa aleyhisselamın dini; İsevilik:
    Musa aleyhisselamın dini, İsa aleyhisselam zamanına kadar devam etti. Fakat İsa aleyhisselam gelince, bunun dini olan İsevilik Musa aleyhisselamın dinini nesh etti, yani Tevrat’ın hükmü kalmadı. Bundan sonra, Musa aleyhisselamın dinine uymak caiz olmayıp, ta Muhammed aleyhisselamın dini gelinceye kadar, İsa aleyhisselamın dinine uymak lazım oldu. Fakat İsrailoğullarının çoğu, İsa aleyhisselama iman etmeyip, Tevrat’a uymak için inad etti. İşte Yahudilik ile İsevilik böylece ayrıldı.
    Yahudilerin ileri gelenlerinden ve İsevilerin en büyük düşmanlarından olan Paul, İseviliği kabul ettiğini, İsa aleyhisselamın kendisini, Yahudi olmayan milletleri İsevilere davet için şakirt talebe tayin ettiği yalanını uydurdu. İsmini Pavlos Bolüs olarak değiştirdi. Çok iyi bir İsevi görünerek, İsa aleyhisselamın dinini bozdu. Tevhidi tek Allah inancını, teslise üç tanrı inancına= Baba-oğul-kutsal ruh; İseviliği Hıristiyanlığa çevirdi. İncil’i değiştirdi. İsa, Allah’ın oğludur, dedi...
    İsa aleyhisselamın hikmetli sözlerinden bazıları:
    Dünya sevgisi bütün kötülüklerin başıdır. Gözde bakışı, kalpte şehveti büyütür. İnsanı açgözlü doymaz eder. Yemin ederim ki, şehvet nefsin isteklerine uymak, sahibine uzun süren sıkıntı bırakır. Dünyadan geçmeye bakın. Tamiri ile uğraşmayın.
    Dünyayı isteyen deniz suyu içene benzer. Ne kadar içerse, harareti o kadar artar ve nihayet ölür.
    Günahlarını hatırladığı zaman ağlayana, dilini koruyana ve başını sokacak kadar evi olana müjdeler olsun.
    Allah katında en sevgili şey, salih kalplerdir. Allahü teala onların hürmetine dünyayı yaşatır. Onlar bozulunca yeryüzünü harab eder.
    Ağaçlar çoktur, ama hepsi meyve vermez. Meyveler çoktur ama hepsi tatlı değildir. İlimler çoktur ama hepsi faydalı olmaz.
    Sağırı, dilsizi tedavi ettim, ölüyü dirilttim. Fakat cehl-i mürekkebin cahilliği ilim ve olgunluk sanmak ilacını bulamadım. Çünkü böyle kimse cahilliğini ilim ve kemal sanmaktadır.
    Kur’an-ı kerim’in Bakara, Al-i İmran, Nisa, Maide, Tevbe, Meryem, Mü’minun, Zuhruf, Hadid, Saf surelerinde İsa aleyhisselamla ilgili haberler verilmiştir.