Dinimiz, manevi temizlik kadar maddi temizliğe de önem verir. Hele Allah’ın huzuruna çıkmak demek olan namaz ibadeti söz konusu olunca temizliğin önemi daha da artar. Nitekim cünüplük ve abdestsizlik gibi manevi kirlerden; yine, beden ve elbisenin “necaset” diye anılan maddi pisliklerden uzak olması namazın geçerliliği için şart kılınmıştır. Necaset bulaşmamış fakat kirli olan elbise ile kılınan namaz geçerli olur. Ancak özellikle namaz kılarken başkalarını rahatsız etmeye kimsenin hakkı yoktur. Onun için zorunlu olmadıkça kirli, paslı ve yağlı elbise ile camiye gitmek, namaz kılmak doğru değildir. Yaptıkları iş gereği giysileri yağlı ve kirli olanlar, mümkün mertebe kıyafet değiştirerek namaz kılmaya çalışmalıdırlar. Bir âyettte, “Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin).” (A’râf, 7/31) buyrulmuştur. Hz. Ömer (r.a.), kirli ve buruşuk bir elbise ile namaz kılmakta olan bir şahsa, “Söyle bakayım, seni bu elbise ile halktan bazı kimselerin huzuruna göndersem gider misin? “ diye sormuş; “Hayır” cevabını alınca da, “Allah Teâla; kendisi için temiz ve güzel görünümlü olmaya daha fazla hak sahibidir.” (Tahtâvî, Hâşiye, s. 359) demiştir.