Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla. 1- Ey Muhammed, biz senin göğsünü açmadık mı Bu âyet-i kerime iki şekilde izah edilmiştir: Birinci izah şekli şöyledir: "Ey Muhammed biz senin kalbini hidayete, Allaha imana ve hakkı öğrenmeye açmadık mı " Diğer bir izah şekli ise şöyledir: "Ey Muhammed, biz senin göğsünü yararak kalbini yıkamadık mı " Malik b. Sa´saa diyor ki: "Resulullah şöyle buyurdu: "Ben Kabe´de uyku ile uyanıklık arasımla bir halde iken birinin şöyle dediğini duydum: "O, üç kişinin arasında biridir. "Bana altından bir leğen getirildi. Onda zemzem suyu vardı. Birisi göğsümü, karnımın alt tarafına katlar yardı. Kalbim dışarı çıkarıldı Zemzem suyu ile yıkandı sonra yerine kondu. Sonra ona iman ve hikmet dolduruldu."[2] 2-3- Ağırlığı ile belini gıcırdatan yükünü atmadık mı Ayet-i kerimede zikredilen "Yük"ten maksat, Mücahid, Katade ve İbn-i Zeyd´e göre "Günahlar"dır. Allah teala Resulünün; peygamberlik vermeden Önceki günahlarını affederek yükünü kaldırmıştır. Dehhak´a göre ise bu yükten maksat şirktir. Allah teala Resululiam şirkten kurtararak onun yükünü kaldırmıştır.[3] 4- Senin ismini yüceltmedik mi Mücahid diyor ki: "Allah teala buyurdu ki: "Ben nerede anılırsam sen de benimle birlikte anılırsın. Bu da: "Lailahe İllallah Muhammedürresulullah" demekle olur. Katade diyor ki: "Allah, Resulullahın zikrini dünyada da âhirette de yüceltti. Hiçbir hutbe okuyan, şehadet getire ve namaz kılan yoktur ki: "Eşhedü en Lailahe İllallah ve Eşhedü Enne Muhammederresulullah" diye seslenmiş olmasın." Ebu Saiti el-Hudri Resulullahın şöyle buyurduğunu rivayete diyor: "Ceb: rail bana geldi ve "Senin de benim de rabbimiz olun Allah buyurdu ki "Ben senin ismini nasıl yüceltim " Resulullah: "Allah daha iyi bilir." dedi. Cebrail de dedi ki: "Allah teala: "Ben anıldığım zaman o da benimle beraber anılır." buyurdu.[4] 5- Mutlaka bir güçlükle beraber bir kolaylık vardır. 6- Evet, her güçlükle beraber elbette bir kolaylık vardır. Ey Muhammed, şüphesiz ki, senin içinde bulunduğun, müşriklere karşı cihad etme zorluğu ile birlikte mutlaka zafer elde etme kolaylığı ve rahata kavuşma kolaylığı da vardır. Evet, mutlaka güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Hasan-ı Basri ile Kataüe diyorlar ki: "Bir gün Resulullah sevinçli ve gülümser bir halde çıkıp geldi. Sahabelere şöyle buyurdu: "Elbette ki bir zorluk iki kolaylığa galip gelemeyecektir. Elbette ki bir zorluk iki kolaylığa galip gelemeyecektir. Zira: "Mutlaka her güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Evet her güçlükle beraber bir kolaylık vardır." buyurulmaktadır. Âyet-i kerimelerde "Zorluk" manasına gelen ve "Kolaylık" manasına gelen kelimelri ikişer defa zikredilmişlerdir. Fakat bunlardan kelimesi eliflamh olarak zikredildiği için belirlidir. Bu itibarla her iki kelimesi de aynı şeydir. kelimesi ise nekre olarak zikredildiği için ayn şeylerdir. Bu sebeple âyetlerin ifadesinde tek bir zorluğa karşılık iki kolaylığın bulunduğu zikredilmişir. Abdullah b. Mes´ud diyor ki: "Zorluk bir deliğe girecek olsa kolaylık peşinden gelir, oraya girer. Zira Allah teala: "Mutlaka her güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Evet fier güçlükle beraber bir kolmaylık vardır." buyurmaktadır.[5] 7- O halde (bir İşi) bitirdin mi daha yorucu olana koş. Abdullah b. Abbas, Mücahid, Dehhak ve Katade bu âyeti şöyle izah etmişlerdir: "Sen namazını bitirdin mi dua etmeye giriş. Ondan ihtiyacını iste." Hasan-ı Basri ve İbn-i Zeyd ise bu âyeti şöyle izah etmişlerdir: "Sen, dünya İşlerini bitirince rabbine ibadete giriş ve namaz kıl." Taberi âyet-i kerimenin, genel manada anlaşılmasının daha uygun olacağını söylemiş ve âyetin manasını: "Sen, seni meşgul eden dünyevi ve uhrevi işlerini bitirdikten sonra rabbine ibadete ve seni ona yaklaştıracak işleri yapmaya ve ondan ihtiyaçlarını dilemeye giriş." şeklinde izah etmiştir.[6] 8- Ancak rabbinden iste. Ey´Muhammed sen isteyeceğin şeyi ancak rabbinden iste. Kavminin müşrikleri gibi Allanın dışında bir kısım putlardan isteme. Niyetin ve arzuların Allaha olsun.[7] [1] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 9/157. [2] Tirmîzi, K.Tefsir el-Kur´an, Sure: 94, bab: 1, Hadis no: 3346 Tirmîzi, K.Tefsir el-Kur´an, Sure: 94, bab: 1, Hadis no: 3346158. [3] Tirmîzi, K.Tefsir el-Kur´an, Sure: 94, bab: 1, Hadis no: 3346158. [4] Tirmîzi, K.Tefsir el-Kur´an, Sure: 94, bab: 1, Hadis no: 3346158-159. [5] Tirmîzi, K.Tefsir el-Kur´an, Sure: 94, bab: 1, Hadis no: 3346159. [6] Tirmîzi, K.Tefsir el-Kur´an, Sure: 94, bab: 1, Hadis no: 3346160. [7] Tirmîzi, K.Tefsir el-Kur´an, Sure: 94, bab: 1, Hadis no: 3346160.