İnsan mutsuzluktan nasıl kurtulur? İnsan; bedensel (fiziksel), zihinsel, düşünsel, bilişsel, duygusal ve ruhsal bir varlıktır. Varlığının bu 6 temel alandaki yansımalarını; ailede, işte, sosyal hayatında ve kişisel yaşantısında da görmek ister. Nefis; kurguyu benlik, enaniyet, kibir, gurur ve bencillik üzerine inşa etmiştir. Doyumsuz ve hep banacıdır. Ama nefsinin isteği doğrultusunda yaşayan insanlar, hiç mutlu olamamış, en sonunda hayatları en berbat şekilde ve istenmeyen şekilde son bulmuştur. Nefsin tatmini yerine; Ruhun tatmini tek çıkar yoldur. Bu açıdan insan mutsuzluktan kurtulabilmek için; ruhunu beslemeli ve ruhun besin kaynaklarını bulmalıdır. İnsanlık tarihi boyunca, Peygamberlerden tutun ilk filozoflara kadar, evliyalar, önderler hep toplumun mutsuzluğundan yakınmıştır. Aslında insanlık tarihi boyunca değişen bir şey yok. İlk çağlarda mağaranın en güvenli, güneş gören ve yükseğini istiyordu insanlar. Günümüzde de evlerin en güvenli ve güneş gören ve yükseğini istiyorlar, rezidanstakiler. Yani fıtratta aslında değişen bir şey yok. İnsan açgözlü, hırslı, kıskanç ve tamahkar bir varlıktır. İnsan doymaz ve hep banacıdır. Ama nefsinin isteği doğrultusunda yaşayan insanlar, hiç mutlu olamamış, en sonunda hayatları en berbat şekilde ve istenmeyen şekilde son bulmuştur. Nefsin tatmini yerine; Ruhun tatmini tek çıkar yoldur. Bu açıdan insan mutsuzluktan kurtulabilmek için; ruhunu beslemeli ve ruhun besin kaynaklarını bulmalıdır. Yeryüzünde Allah’ın Halifesi, Peygamberin varisidir. “Ben öyle kullarımın tutan eli, yürüyen ayağı, gören gözü olurum” diyor bir Hadis-i Şerifte. Şimdi bu farkındalıkta olan bir insan mutsuz olabilir mi? “Nimetler şükürle artar” sırrınca, üzerimizdeki nimetleri maalesef bilemiyoruz. İşte Allah’ın verdiği nimetleri görmemek, mutsuzluğa itiyor.