İnsan, karşılaştığı her olaydan bir ders almalı ve kazandığı tecrübeyi değerlendirmelidir. Dieğer doğal afetlerde de insanın sorumluluğunu bu çerçevede ele alabiliriz. İnsan, kenddisinin yapması gereken her şeyi yaptıktan sonra bir afetten zarar görürse, yapacağı tek şey sabretmek ve ders almaktır. Aldığı her ders ve tetbir insanın doğal afetlere karşı korunmasını sağlayacaktır. Kur'an'da Musibetlere Bakış Kur'an'da afet kavramı geçmez, bunun yerine musibet kavramı kullanılır. Musibetlere de insanın kendisinin neden olduğu söylenir: "Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder" (Şûra,42/30). "Kendi yaptıkları sebebiyle başlarına musibet gelip de: 'Ey Rabbimiz! Bize peygamber gönderseydinde ayetlerine uysaydık ve müminlerinden olsaydık' diyecek olmasalardı, seni peygamber olarak göndermezdik"(Kasas,28/47) İnsan, gereken tedbirleri aldıktan sonra başına herhangi bir musibet gelirse, buna sabır göstermesi gerektiği de yine Kur'an'da belirtilir (Bakara,2/155) Bu tür musibetlerin insanlariçin bir deneme olduğu ve bunlara karşı sabredenlerin başarılı olacağı vurgulanır: "Andolsun ki sizi, biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele" (Bakara,2/155). Allah, kullarını farklı biçimlerde denemekte, sabrınıve şükrünü ölçmektedir. Sevgili Peygamberimiz de, her türlü önlemi aldıktan sonra gelen musibetlere sabredildiğinde, bunun mükafatının büyük olacağını söyler (bkz. Müslim, Birr,14,(45),lll/1991).