İmam-ı Şafii Hayatı Asıl adı Muhammed ibni İdris’tir. Büyük dedesi Şâfi, gençliğinde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme ulaşmıştır. Annesi Fatıma ise Hz. Hüseyin radıyallahu anhın torunlarından Abdullah’ın kızıdır. 150. hicret yılında Gazze’de diğer bir rivayete göre Askalan’da doğmuş, 204. hicret yılında Mısır’da vefat etmiştir. Daha iki yaşında iken annesi onu Mekke-yi Mükerreme’ye götürmüş ve orada ilim tahsiline başlamıştır. Mekke-yi Mükerreme müftüsü Ebu Halid Müslim’den fıkıh öğrenmiş, bir ara Medine-yi Münevvere’ye giderek İmam-ı Malik’ten fıkıh, hadis tahsil etmiştir. Daha sonra Irak’a gitmiş ve orada İmam-ı Âzam’ın talebesi büyük müctehid Muhammed Şeybânî’den fıkıh tahsil etmiştir. İmam-ı Şafi daha yirmi yaşında iken İmam-ı Malik’in Muvatta kitabındaki bütün hadisleri ezberlemiş ve İmam-ı Malik’in huzurunda bunları okumuş ve İmam’ın büyük takdirlerini almıştır. İmam-ı Şâfî’nin fıkıh ve hadis ilimlerindeki büyük kudreti yanında, tıpta, şiir ve edepte ve atıcılıkta da büyük bir iktidarı vardı. Rivayete göre attığı okların onda dokuzu, bazen hepsi isabet ederdi. İmam-ı Malik daha genç yaşında iken ondaki yüksek istidadı görmüş, takdir etmiş ve: "Allah Teâlâ senin kalbine bir nur koymuştur. Sakın onu masiyetle söndürme." diye nasihatta bulunmuştur. İmam Ahmet ibni Hanbel’in oğlu Abdullah babasına, Şâfî nasıl bir zattır ki ona hep dua ediyorsun? diye soruyor: Babası İmam Ahmed şöyle diyor: - Oğlum Şâfî dünya için güneş, insanlar için afiyet mesabesindedir. Hiç bunların yerine konulacak bir şey var mıdır?