İma ile namaz nasıl kılınır? Gözle ima ederek namaz kılınabilir mi?

Konusu 'Namaz kılmak' forumundadır ve Lasey tarafından 1 Kasım 2015 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Dinimizde sorumluluklar kulun gücüne göre belirlenmiş, gücü aşan durumlar için kolaylaştırma esası getirilmiştir. Hastalık da bu kolaylaştırma sebepleri arasında yer almaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Namazı ayakta kıl, güç yetiremezsen oturarak kıl, buna da güç yetiremezsen yan üzere yaslanarak kıl.” (Buharî, Taksîru’s-salat, 19) buyurmuşlardır. Rükû veya secde etmeye gücü yetmeyen kimse îma ile namaz kılar. Îma, rükû ve secde yerine başla işaret etmek demektir. Îma ile namaz kılan kişi rükû için başını biraz eğer, secde için ise rükûdan biraz daha fazla eğer. Secdede başını yere koyamayan kimsenin, bir şeyi başına kaldırarak ona secde etmesi caiz değildir. Bir kişi ayakta durmaya gücü yettiği halde, rükû ve secdeye gücü yetmiyorsa, ayakta veya oturarak îma edebilir; ancak oturarak îma etmesi daha uygundur (Merğînanî, el-Hidaye, II, 83-87).

    Rükû veya secde etmeye gücü yetmeyen kişi, rahatsızlığı sebebiyle ayaklarını yana veya kıbleye uzatarak da olsa yere oturamıyorsa, ayakta veya tabure, sandalye, sedir vb. yerlere oturarak namazını îma ile kılabilir. Oturmaya da gücü yetmeyen kişi, sırt üstü yatarak veya yana yaslanarak îma eder. Hanefîlere göre îma mutlaka baş ile yapılmalıdır. Başı ile îma etmeye gücü yetmeyen kimse namazını kazaya bırakır; gözleri, kaşları veya kalbiyle îma ederek namaz kılamaz (Merğînanî, el-Hidaye, II, 83-85; Mevsılî, el-İhtiyar, I, 260). Hanefîlerden Züfer’e ve Şafii mezhebine göre ise başıyla îma etmeye gücü yetmeyen kimse gözüyle îma ederek namazlarını kılar. Gözle de îmaya gücü yetmezse kalbiyle namazlarını kılar. Yani kalben kendisini namazda hayal eder ve okuması gereken duaları okur. Daha sonra bu şekilde kıldığı namazları kaza etmesi de gerekmez. Ancak daha sonra ayakta kılabilecek şekilde sağlığına kavuşursa bu şekilde kıldığı namazları iade etmesi müstehap olur (Serahsî, el-Mebsût, I, 217; Mevsılî, el-İhtiyar, I, 260; Remlî, Nihayetu’l-Muhtaç, I, 468-470). Ancak göz veya kalp ile îmaya gücü yeten kimse, Allah ile irtibatını koparmamak için namaz kılmak isterse bu son görüşle amel edebilir.