İlgi gösterme açısından kız-erkek kayrımı yapmak dogrumu dur

İlgi gösterme açısından kız-erkek kayrımı yapmak dogrumu dur

Kur’ân-ı Kerîm, Cahiliye dönemi insanlarının kız çocuklarına karşı bakışını şu veciz ifadeleriyle dile getirir:“Onlardan biri kız ile müjdelendiği zaman, pek öfkeli olarak yüzü simsiyah kesilir. Kendisine verilen müjdenin sevimsizliğinden kavminden gizlenmek ister. Onu, hakarete katlanarak yanında mı tutacak yoksa toprağa mı gömecek? (Bunu düşünür durur.) Bak ne kötü hüküm veriyorlar!..”Görüldüğü gibi kız evladın istenmemesi, reddedilmesi yaygın bir Cahiliye âdetidir. Ne yazık ki günümüzde de bazı yerlerde kız evlatlara gereken değerin verilmediği, onların ikinci plana atıldığı bir gerçektir. Oysaki Kur’ân-ı Kerîm: "Göklerin ve yerin hâkimiyeti Allah’ındır. O dilediğini yaratır. Dilediğine kız evlat, dilediğine erkek evlat verir yahut kızlı oğlanlı olarak her iki cinsten karma yapar. Dilediğini de kısır bırakır. O her şeyi mükemmel bilir, dilediği her şeye kadirdir.”buyurarak çocuğun cinsiyetinin tamamen Cenâb-ı Hakk’ın meşietine bağlı olduğunu ifade etmiştir. Çocuğun cinsiyetini belirleme hususunda anne babaların bir tercih hakkı olmadığına göre Cenâb-ı Hakk’ın meşietine saygı duymalıdırlar yoksa Cenâb-ı Hakk’ın bize olan armağanını beğenmemiş olma talihsizliğine düşeriz.
Diğer yandan âyet-i kerîmede kızların erkeklerden önce zikredilmesi de dikkat çekicidir. Müfessirler kızların önce zikredilmesinde, onları onurlandırmak, anne babalarının gönlünü hoş tutmak, onlara karşı iyi muamele yapılmasına dikkat çekmek, toplum nazarında kız çocuklarıyla ilgili var olan bir kısım menfi yaklaşımların yanlışlığına tembihte bulunmak vs. nükteler olduğunu ifade etmişlerdir.Bazı âlimler kız çocuğu olduğunu öğrenen insanın Cahiliye düşüncesine muhalefet için daha fazla sevinç izhar etmesi gerektiğini bile söylemişlerdir. Hz. Âişe Validemize de yakınlarından birisinin çocuğu olduğu müjdesi getirildiğinde kız mı erkek mi olduğunu sormadan yaratılışının tam mı değil mi diye sorduğu, tam olduğunu öğrenince de: “Âlemlerin Rabbine hamdolsun.” dediği rivayet edilmiştir.
Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de gerek fiilleri gerekse nurlu beyanlarıyla bu Cahiliye âdetini ortadan kaldırmıştır. Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) torunu Ümame sırtındayken namaz kıldığını, Hz. Fâtıma Validemize karşı davranışlarını daha önce zikretmiştik. Konuyla ilgili bazı hadis-i şerifler ise şu şekildedir: “Eğer Ben, birisini üstün tutacak olsaydım kızları üstün tutardım.”;“Kızlara karşı nefret duymayın zira onlar kıymetli can yoldaşlarıdır.”;"Bir kadının ilk doğumunun kız olması onun uğurlu ve hayırlı olmasındandır zira Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmede önce kızları zikreder.”Başka bir hadis-i şerifte ise kız çocuklarına gereken terbiyeyi verme ve onlara gereken ilgiyi gösterme adına şu müjdede bulunulmuştur: “Kimin üç kızı olur da onlara iyi muamelede bulunur, erkek çocuklarını bunlara tercih etmez ve eğitimlerini en güzel şekilde yerine getirirse, Allah onları kendisi için cehenneme karşı bir perde kılar ve onu cennetine koyar.”
Hz. Ömer, Cahiliye döneminden sonra kadının nasıl terakki ettiğini şu ifadeleriyle dile getirmiştir: “ Cahiliye devrinde kadına hiçbir değer vermezdik. İslâm gelip, Allah’ın onlardan bahsettiğini görünce onların üzerimizde bazı hakları olduğunu gördük.”Dolayısıyla çocuğun cinsiyeti konusunda hırs göstermek yerine, Cenâb-ı Hak’tan hayırlı ve sağlıklı bir evlada sahip olma istenmelidir. Önemli olan çocuğun kız veya erkek olması değil anne babası için göz aydınlığı olmasıdır.