Said Bin Zeyd (r.a) Asıl adı Said b. Zeyd olup Ebu'l-Aver olarak künyesiyle de tanınmıştır. Babasının adı Zeyd b. Amr, annesi ise Fatıma bint Ba'ce'dir ve Kureyşin önemli kabilelerinden Beni Adiy'e mensuptur. İkinci halife Hz. Ömer b. el-Hattab'ın (ra) amcasının oğlu, aynı zamanda eniştesidir. (1) Her ikisinin de ortak ceddi olan Nüfeyl b. Abdüluzza, yaşadığı dönemde Mekke'de meydana gelen kabilevi ve şahsi anlaşmazlıklarda kendisine müracaat edilen ve hakemlik yapan şehir büyüklerinden birisiydi. Nitekim Resul-i Ekrem Efendimiz'in (s.a.v) dedesi Abdülmuttalib ile Ebu Sufyan'ın babası Harb b. Ümeyye arasında ortaya çıkan bir anlaşmazlıkla ilgili olarak kendisine müracaat edimiş, o da Abdülmuttalib lehine karar vermiştir. (2) Said b. Zeyd'in (radıyallahu anh) babası, hayatı boyunca Mekke'nin saygın simalarından birisi olarak bilinmiştir ve onun Kureyş toplumu içinde temayüz eden asıl hususiyeti ise, yaşadığı dönemde Araplar arasında çok yaygın bir hale gelmiş olan putberestlik inancını reddetmesi ve putlara kesilen kurbanlardan yememesidir. Nitekim Zeyd b. Amr, Hz. Peygamber (sav) ile onun risaletinden önce bir toplantıya katılmış, burada her ikisi de kendilerine sunulan yemeği putlar adına kesilen kurbanlardan yapıldığı gerekçesiyle reddetmişlerdir. Zeyd b. Amr yanında bulunanları şu sözleriyle de uyarmaktan geri kalmamaıştır: "Koyunu Allah yarattı, onu semadan yağmur yağdırdı, yere ot bitirdi. Sonra siz onu, Allah'tan gayrisinin ismiyle kesiyorsunuz". (3) Putlardan uzak duran Zeyd b. Amr, kendisine en uygun ve gerçek dini aramak için Mekke'den ayrılıp Şam tarafına gitmiş ve burada gerek Yahudilik gerekse Hıristiyanlık hakkında bilgiler öğrenmeye çalışmıştır; ayrıca bu iki din önderleriyle görüşmeler yapmış, ancak iki dini de benimseyememiş, nihayet bu dinlerin de aslı olan İbrahim'in dini olan Hanifliği kabul ettiğini açıklamıştır. Dolayısıya o, putperestliğin hakim olduğu Mekke'de az sayıdaki muvahhidden (hanif) biri olmuştur. (4) Zeyd'in, cahiliye döneminde adının duyulmasına sebep olan önemli faaliyetlerinde bir diğeri ise babaları tarafından öldürülmek istenen kızçocuklarını alıp ölümden kurtarması, onların bakımını ve terbiyesini üstlenmesi olmuştur.(5) Zeyd b. Amr gibi hanif din mensubu muvahhid bir babanın oğlu olan Said b. Zeyd (radıyallahu anh) İslamiyetin başlangıç aşamasında yani gizli davetin gerçekleştirildiği erken dönemde ilk Müslümanların arasına dahil oldu. (6) Bundan dolayı Hz. Peygamber (s.a.v) Said b. Zeyd'i Efendimiz (s.a.v) hayatta iken cennetle müjdelediği sahabi (aşere-i mübeşşere) arasında saymıştır. (7) Onun eşi aynı zamanda Hz. Ömer'in (ra) de kız kardeşi olan Fatıma (rah) da bu süreçte Müslüman oldu. Onların İsalm'a girmesinden son derece rahatsız olan Hz. Ömer (ra), çevresinin de kışkırtmasıyla evlerine gitmiş, onların Kur'an okuduklarını duymuş, kendilerine sorduğu sorulara cevap alamamış, bunun üzerine hem kızkardeşini hem de eniştesi Sid b. Zeyd'e (ra) saldırmıştı. Daha sonra yaptığından pişman olunca, kendilerine zarar vermeyeceğini taahhüt ederek ne okuduklarını sormuş, onlar da herhangi bir zarar vermeyeceği konusunda kendisinden teminat aldıktan sonra ellerinde Kur'an ayetleri bulunan levhayı kendisine göstermişlerdir. Hz. Ömer (ra) okuduğu ayetlerden son derece etkilenmiş, bu hadise sonucunda Allah Rasulü'nün (s.a.v) huzuruna giderek Müslüman olduğunu açıklamıştır. Dolayısıyla Said b. Zeyd (ra) eşi Fatıma (rah) ile birlikte Hz. Ömer'in (ra) İslam dinine girmesine vesile olmuşlardır.(8) 1- İbn Sa'd, II, 379; İbn Abdilberr, II, 614-615. 2- İbn Habib, Münemmak, s. 90-94. 3- Buhari, Menakıbü'l-Ensar, 23; İbn Sa'd, III, 380; İbn Abdilberr, II, 616. 4- İbn Sa'd, III, 379. 5- Buhari, Menakıbü'l-Ensar, 24. 6- İbn Sa'd, III, 382. 7- İbn Abdilberr, II, 615. 8- İbn Abdilberr, II, 615.