Hz. Peygamberi Doğru Anlamak

Konusu 'Hz.Muhammedin hayatı' forumundadır ve Lasey tarafından 22 Temmuz 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Hz. Peygamberi Doğru Anlamak

    Hz. Peygamber’i doğru anlamak” biz Müslümanlar için hayati bir meseledir çünkü dinimizi ondan öğreniyoruz. Eğer onu doğru anlamazsak İslam’ı da doğru anlayamayız. Allah Resulünü doğru anlama problemi, Resulullah hayatta iken bile vardı. Veda hutbesinde Hz. Peygamber, “Bu sözlerimi burada olanlar olmayanlara aktarsınlar, belki o aktarılanlar sizden daha iyi anlar.” buyurduğuna göre onu doğru anlamayanlar da vardı. Hz. Aişe, Allah Resulünün vefatından sonra ondan nakilde bulunan bazı sahabileri Hz. Peygamber’i yanlış anladıkları için ciddi manada uyarıp düzeltmiştir. Hem Efendimiz Hz. Muhammed devri hem de sahabe asrında yanlışlar düzeltildiği için “Siretü Resûlullah” konusunda ciddi yanlış anlamalar olmadı. Mezhepler ve dini akımlar ortaya çıktıktan sonra Allah Resulünü kendi bakış açısından görüp doğru anladığını iddia edenler olmuştur ve olmaya devam etmiştir.

    Günümüze gelince, “Resul-i Ekrem Efendimizi doğru anlayamadığımız ve doğru anlatamadığımız” o kadar açık bir şekilde ortada duruyor ki bunu görmek için fazla gayrete ihtiyaç yoktur. Bugün dünya üzerinde bulunan Müslümanlara baktığımız zaman birbirini boğazlayan, birbirine karşı kin ve nefret içinde olanların hemen her yerde olduklarını görürüz. Hz. Ali’yi öldüren İbn Mülcem, ona: “Sen Allah’ın ayetini inkar” ettin diyecek kadar İslam’dan uzak idi. Bugün de yıllarını Hz. Muhammed'in hayatını araştırarak geçirmiş bir hocaya karşı, “Sen Hz. Muhammed’i yanlış anlıyorsun” diyen ve bunu da büyük bir rahatlık içinde ifade edenle İbn Mülcem arasında ne fark vardır. Biz siyer hocaları, “Siretü Resûlullah”ı doğru anlamak için sahip olmamız gereken altyapı konusunda epeyce mesafe kat ettik. Ama hala (hala) eksiklerimiz bulunmaktadır. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v), miladi 610 – 632 yılları arasında Kur’an’ı hayata uyguladı ve İslam dinini tebliğ etti. Hz. Muhammed’in getirdiği İslam dini, evvela Arabistan’ı, arkasından da dünyayı önemli ölçüde değiştirdi. Anlattığınız hikaye bunu yansıtan özelliklere sahipse, siz “Siretü Resûlullah”ı doğru anladınız ve doğru aktardınız demektir. Ama durum bunu yansıtmaktan uzaksa bu durumda Hz. Peygamber’i doğru anlama probleminiz olduğu anlaşılır. Konuyu daha iyi kavrayalım diye “Irak” toprakları üzerinde geçmişte ve günümüzde cereyan eden olaylara genel bir yaklaşımda bulunmak istiyorum. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v), getirdiği yeni dinle “Ben zulmü ortadan kaldırıp, eşit bir şekilde her insanın huzur içinde bir hayat yaşamasını istiyorum” mesajını verince toplumlar bunu anladı ve İslam’a koştular. Irak topraklarında Sasani imparatorluğu vardı. Hz. Muhammed'in vefatından altı veya yedi sene sonra Başşehir Medain Müslümanların eline geçti. Irak topraklarına adalet geldi ve uygulandı. Sasani zulmü yok oldu. Amerika da Irak’a demokrasi getireceğini söyledi ve bugün Irak çok kötü durumda. Irak topraklarına adaleti götüren sahabe nesli Hz. Muhammed’i (s.a.v) doğru anlamış, doğru aktarmış ve sonuçta herkes huzuru ve mutluluğu yakalamıştı. Bu gün Irak toprakları üzerindeki Müslümanlar paramparça İslam’ın vahdetinden Hz. Muhammed’in (s.a.v) örnekliğinden ne kadar da uzaktadırlar. Bu, onu doğru anlayıp hayata doğru bir şekilde aktaramadığımızı göstermektedir. Resûlullah’ın hayatını doğru anlamanın önünde ciddi engeller bulunmaktadır. O, risalet görevini aktarırken muazzam bir cehd ve gayret ortaya koymuştur. Onun hayatını mucizelerve olağanüstü anlatımlarla ele alanlar,bu yaklaşımla onun cehd ve gayretinin üzerini örtmektedirler.