Hz. Peygamber Sünnetinde Beslenme ve Sağlık

Hz. Peygamber Sünnetinde Beslenme Ve Sağlık

Allah, yeryüzünün en güzel ve sağlıklı yiyecek ve içeceklerini Resûlü’ne bildirmiş, zararlı olanları da yasaklamıştır. Araştırmalar, helal yiyecek ve içeceklerin insan vücuduyla uyum sağladığı adeta kodlandığı ve şifa olduğu, haram yiyecek ve içeceklerin ise vücuda uyumlu olmadığı ve vücut sistemini bozduğunu göstermektedir. Hz. Peygamber’in, sağlık adına yiyecek ve içeceklerin tercihi, miktarı ve bunları yeme-içme şekli konusundaki sünnetinde birtakım temel kurallar görülmektedir.



Bu genel kurallar şöyle özetlenebilir:
1. Yiyecek ve içeceklerin helal ve temiz olması.
2. İsraftan kaçınılması.
3. Yemek üstüne yemek yemekten kaçınılması.
4. Acıkmadan sofraya oturulmaması.
5. Midenin en çok üçte birini dolduracak kadar yemek yenmesi.
6. Besmele ile ve sağ elle yiyip içilmesi.
7. Çok sıcak, çok soğuk yiyecek ve içecekten kaçınılması ve kaba üflenmemesi.
8. Ayakta veya yaslanarak yenmemesi.

Hz. Peygamberin beslenme konusundaki, mucizevî davranışlarından biri de kendisini ve ümmetini tek bir gıda çeşidine mahkûm ve mecbur etmemesidir. Onun yeme-içme şekil ve biçimi de sağlık merkezlidir. Öyle ki Kur’an ve sünnetin yasakladığını günümüz tıbbı da yasaklamaktadır. Asrımızda hastalıkların çoğu ya yetersiz beslenmeden veya fazla yeme ve içmeden kaynaklandığı bilinmektedir. Allah Resûlü, “Ademoğluna, belini doğrultacak birkaç lokma yeterlidir. Ancak ille de yiyecekse, midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefes almağa ayırsın.” (Tirmizî, “Zühd”, 47.) buyurmaktadır. Araştırmalara göre, obezite hastalığı tedavisi için bir yılda harcanan para, 850 milyon aç insanı bir yıl besleyecek miktardadır. Dünya genelinde, aşırı yemekten ölenlerin sayısı, açlıktan ölenlerin sayısından üç kat daha fazladır. Sünnete göre, insanın ihtiyacı kadar yemek yemesi vacip, ihtiyaç fazlası mubah, israfı ise haramdır. Allah Resûlü, doktor olarak gönderilmedi, ancak o dinde olduğu gibi sağlık alanında da ümmetine rehberlik etmiştir. O, Kur’ân’ın müfessiridir. Onun sünneti Allah tarafından vahiy ve ilhamla korunmuştur. Şimdiye kadar hiçbir sahih sözü ve davranışının bilim çevrelerinde çürütüldüğü görülmemiştir. Akıl ve bilimin hâkim olduğu günümüzde, özellikle Allah Resûlü’nün sağlıkla ilgili tavsiye ve uygulamaları tasdik edilmektedir. Onun sünnetleri adeta tıbbî araştırmaların sonuçlarıdır. Çünkü o, Kur’ân’ın ifadesiyle, kendinden boş şey konuşmaz. “Onun konuştuğu vahiyden başka bir şey değildir.” (Necm, 53/4) Günümüzde müslümanlar, özellikle sağlık konusunda Hz. Peygamber’in sünnetini ihmal etmenin bedelini birçok hastalıkla ödemektedirler. Sağlıkla ilgili sünnetleri bilimsel araştırmalarla yeniden ele almak, hikmetlerini ortaya koyup uygulamak, hem terk edilmiş birçok sünneti ihya edecek hem de sünnetteki bilimsel mucizeler, asrımızda Hz. Peygamber nübüvvetinin tasdikine vesile olacaktır.