Hz. Nuh Kimdir? Hazreti Nuh (A.s) Hayatı (Kıssası)

Konusu 'Kıssadan Hisse' forumundadır ve Adile tarafından 3 Şubat 2024 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Hz. Nuh Kimdir? Hazreti Nuh (A.s) Hayatı (Kıssası)

    Nuh (a.s.), kendilerine ”Ulu’l-Azm”1 denilen peygamberlerin büyüklerindendir.
    Ulu’l-Azm peygamberler: Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. isa ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’dir.
    Allah; Peygamberimize, bu peygamberlerin mücadelelerinde göstermiş oldukları sabır dolayısıyla onlar gibi davranmayı emretti. Bu peygamberlerin, imtihanları ağır ve mücadeleleri zor olduğu için ”Azim Sahibi Peygamberler” diye isimlendirilmiştir. İdris (a.s.) göğe çekildikten sonra insanlar, hak yoldan sapmaya ve putlara tapmaya başladılar. Allah, onlara Nuh (a.s.)’ı peygamber olarak gönderdi. Hz Nuh, kavmini hak yola davet ettikçe, onlara nasihat ettikçe, putlara tapmaktan vazgeçmelerini istedikçe, onlar daha da azıp, ona
    eza ve cefa etmeye, onunla alay etmeye devam ettiler. Nuh (a.s.), İdris Peygamber’den sonra insanlara peygamber olarak gönderildi. Kavmini dokuz yüz elli yıl tevhide, yani Allah’ın birliği inancına davet etti.

    HZ. NUH’UN DAVETİ

    Nuh (a.s.), kırk yaşına gelince Allah tarafından kendisine vahyedilip peygamberlik verildi. Peygamber olarak gönderildiği kavim, sapık ve azgın bir kavimdi.5 Hz Nuh, bu azgın kavme Allah’ın emirlerini tebliğ ediyor ve onları hak dine davet ediyordu. Kur’an’da şöyle buyurulur: ‘’Andolsun ki, Nuh’u elçi olarak kamine gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allah’a kulluk edin, sizin ondan başka ilahınız yoktur. Doğrusu ben üstünüze gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum. Kavminden ileri gelenler: “Biz seni gerçekten apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz,” dediler. (A’raf suresi, 59-63. ayetler) Hz. Nuh (a.s.)’ın kendi oğullarından; Ham, Sam ve Yafes, ona iman edenlerdendi. Diğer oğlu Yam, yani Ken’an, inkarcılar safında yer almıştı. Hz. Nuh, devamlı kavmini hak yola davet ediyor ve şöyle diyordu:



    ‘’Allah’tan başkasına ibadet etmeyin. Doğrusu ben, size acıklı bir günün azabından korkuyorum.’’ (Hud suresi, 26. ayet)

    Azgın kavim ise; Hz. Nuh dalga geçiyor, alay ediyor ve ileri gelen elebaşıları şöyle diyorlardı:
    ’Biz seni ancak bizim gibi bir insan olarak görüyoruz ve sana bağlı olanları da ilk bakışta, en
    düşüklerimizden ibaret görüyoruz. Sizin bize fazla bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz; hatta sizi yalancılar sanıyoruz!’’ (Hud suresi, 27. ayet) Hz. Nuh’un putperest kavmi onu dinlememek için kulaklarını tıkıyor, yüzünü görmemek için elbiseleri ile başlarını örtüyor ve kibirlendikçe kibirleniyorlardı. (Nuh suresi, 7. ayet) Nuh (a.s.), kavmi puthanede heykellere ibadet ederken yanlarına gidip ‘’La ilahe illallah: Allah’tan başka ilah yoktur!’’ deyiniz. Ben Allah’ın kulu ve resulüyüm’’ dedikçe , onlar bu
    sözleri işitmemek için kulaklarını parmaklarıyla tıkıyorlardı. Hz. Nuh, kavmini yıllarca gece gündüz, gizli açık davet etti. Fakat onlar Nuh (a.s.)’ı ”delidir” (Kamer suresi, 9. ayet) diyerek incittiler. Hatta daha da ileri giderek: ”Şayet davandan vazgeçmezsen seni taşlayarak öldürürüz” (Şuara suresi, 116. ayet) dediler. Rabbimiz, Hz. Nuh’u üzülme diye teselli etti ve iman edenlerden başkasının kesin olarak inanmayacağını vahyetti. (Hud suresi., 36. ayet) Bu durumda artık hiç bir ümidi kalmayan Hz. Nuh bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düştüm, bana yardım et! diyerek yalvardı. (Kamer suresi, 10. ayet) Nitekim Allah, Hz. Nuh’un duasına şu şekilde icabet etti:

    ‘’Bizim gözlerimizin önünde vahyimiz (emrimiz) uyarınca gemiyi yap ve zulmedenler hakkında bana (bir şey) söyleme; çünkü onlar mutlaka boğulacaklardır.’’ (Hud suresi, 37. ayet)

    HZ. NUH’UN GEMİSİ

    Nuh (a.s.), Allah’ın bu emrine uyarak hemen geminin yapımına başladı. Nuh (a.s.) gemiyi inşa
    ederken, kavminden topluluklar yanından geçtikçe alay etmek için:
    – ‘’Ey Nuh! Peygamberlikten sonra marangozluğa mı başladın?! Ne yapıyorsun?!’’ diyorlardı.
    Hz. Nuh (a.s.) da:
    – ‘’Gemi yapıyorum!’’ deyince, onlar alay ederek:
    – ‘’Demek, karada gemi yapıyorsun ha?! Gemiyi karada mı yüzdüreceksin?!’’ diyorlardı.
    Gülüşüyor ve birbirlerine de:
    – “Şu deliye bakın, su üzerinde seyretmek için ev yapıyor! Hani su, su nerede?!’’ diyerek alay
    ediyorlardı.

    Geminin yapımı iki yıl sürdü. Gemi tamamlanınca Allah, gemiye binmelerini emretti. Nuh (a.s.); gemiye, oğulları: Sam, Ham,Yafes ve ve bunların hanımları ile kendisine iman edenleri bindirdi. Oğlu Yam (Ken’an) ise gemiye binmedi. Çünkü o inkarcılardandı. Nuh (a.s.)‘ın karısı Vaile de inkarcılardandı. İnsanlara, Nuh (a.s.)‘ın deli olduğunu söylediler. Gemiye binenlerin 80 kişi olduğu, bunların kırkının erkek, kırkının da kadın olduğu rivayet edilmektedir.

    Hz. Nuh ve Tufan Olayı

    Allah, Hz. Nuh (a.s.)’a, geminin bitiminden sonra büyük bir tufanın başlayacağını bildirmiş, gemiye iman edenlerle, bütün hayvanlardan da birer çift almasını emretmişti. Gemi bitince gemiye binecek insanlar ve hayvanlar geminin etrafına toplanmıştı. Gemiye önce hayvanlar bindirildi. Daha sonra da mü’minler ‘’bismillah’’ diyerek gemiye bindiler. Kısa bir müddet sonra, göklerden yağmurlar boşalmaya, yerden sular fışkırmaya başladı. Her tarafı su kaplayıp, yeryüzünü tuttu ve dağları aştı. Artık tufan başlamıştı. Böylece, inanmayanlar suların içinde boğulup gitti. Hz. Nuh’un Ken’an ismindeki oğlu ile karısı Vaile de boğulanlardan oldu. Tufan altı ay devam etti. Daha sonra yağmurlar kesilip, sular çekilmeye başladı ve gemi Cudi dağına oturdu. (Hud suresi, 44. ayet)
    ‘‘Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu” denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cudi’ye
    oturdu ve “Zalimler topluluğu Allah’ın rahmetinden uzak olsun!” denildi. (Hud suresi, 44. ayet) Hz. Nuh ve beraberindeki mü’minler bereket ve selamet içinde Muharrem ayının onuncu gününde karaya ayak bastılar. O gün gemi halkı şükür orucu tuttular. Gemide arta kalan yiyeceklerden de ‘’Aşure yemeği’’ yaparak iftar ettiler. Günümüzde de, Hz. Nuh ve beraberindeki mü’minlerin kurtuluşu, Muharrem’in 9-10-11. günleri oruç tutularak ve aşure yapılarak kutlanmaktadır. Karaya ayak basılınca; Hz. Nuh (a.s.), yanındakilerden her birisi için birer ev yaptı. Ekin ekti, üzüm fidanları dikti. Tufandan sonra insanlar, Hz. Nuh’un evlatları ve onunla beraber olan mü’minlerin neslinden çoğaldı. Bu nedenle Hz. Nuh’a II. adem de denilir. Rivayete göre Nuh (a.s.) tufandan sonra almış sene daha ömür sürmüş ve Mekke’de vefat etmiştir. Kabri, Zemzem ile Hacer’ül-Esved arasındadır. ‘’Bütün alemlerden Nûh’a selâm olsun.’’ (Saffat suresi, 79. ayet)



    Hz. Nuh’un Özellikleri

    1. Uzun boylu, iri vücutlu idi.
    2. Çok sabırlı ve halim idi.23
    3. Sebat ve azimde örnek idi.
    4. İnsanlığın yeniden çoğalmasına vesile olduğu için kendisine ‘’adem-i Sani’’ (İkinci
    adem) denmiştir.
    5. Gizli ve açık her yerde Allah’a yalvarır, dua ederdi.
    6. Her işinin başında ‘’Bismillah’’, sonunda ‘’Elhamdülillah’’derdi.
    7. Hiçbir halinden şikayet etmezdi.
    8. Her haline şükrettiği için, Kur’an’da; ‘’Şekur’’(Çok şükreden)24 sıfatıyla vasıflanmıştır.25
    9. Kızlarla, kız kardeşlerle, hala ve teyzelerle evlenmenin haram olduğu hükmünü
    getirmiştir.26

    Alınacak Dersler
    1. İman veya inkar yolunu seçmede insan hürdür.
    2. İman bağı kan bağından önemlidir. Nitekim Hz. Nuh oğlunu kurtarmaya çalıştığında
    Allah onu uyarmıştır. Bunun üzerine Nuh (a.s.), tövbe ederek Allah’a sığınmıştır.
    3. Küfür ve şirk Allah’ın gazabını gerektirir.
    4. Nuh (a.s.), davası için zorluk ve işkencelere karşı dokuz yüz elli sene sabır, sebat, azim,
    inanç ve kararlılık göstermiştir. Tebliğini hiç bir engel karşısında bırakmamıştır.
    5. Her meşru işin başında ‘’Bismillah,’’ sonunda ‘’Elhamdülillah’’ denmelidir.
    6. Bütün zorlukların karşısında sabır ve azimle direnmek gerekir.