Hazireti Musa (Aleyhisselam), İmran'ın oğludur, Onun babası Yâhser, onunda babası Kahes'dir. Musa peygamber (Aleyhisselam) ailesiyle iyi bir şekilde geçinirdi. Onları severdi. Levi kabilesindendir, Yakup (Aleyhisselam)'ın soyundan gelir ve Annesi Yocheveddir. Kız kardeşi Meryem, erkek kardeşinin adı ise Hârundur. Allah'u Azze ve celle'nin, dört büyük kitaptan biri olan Tevrat'ı verdiği ve yeryüzünde dinini tebliğ edip ve hâkim kılması için gönderdiği Ulu'l-Azm peygamberlerden biridir. Hz. İbrahim Aleyhisselam'ın soyundan olup, İsrail oğullarının akidelerini ıslah etmek ve onları Yüce Allah'a dilediği nizama kavuşturmakla görevlendirilmiştir. Küfürle mücadelesi Kur'an-ı Kerim'de uzun şekilde anlatılır. Hz. Adem (Aleyhisselam)'dan, Resulullah (Aleyhisselam)'a kadar pek çok peygamber gelmiştir ve bu peygamberler, gönderildikleri kavimleri, Allah'u Azze ve celle'ye iman etmeye çağırmışlar: bu yolda kâfirlerle savaşmışlar ve de yaşadıkları diyarlardan çıkarılmışlar: ezilmişler, hor görülmüşler ve de hatta öldürülmüşlerdir. Mûsa (Aleyhisselam) da, Allah Azze ve celle tarafından İsrail oğullarına gönderilmiş bir Resul idi ve O da tıpkı kendisinden önce gönderilmiş olan peygamberler gibi kavmini Allah'u Teala'ya iman etmeye çağırıyordu. Kavmine zulmeden ve ilâhlık iddiasında bulunan Firavuna karşı tevhit yolunda mücadele etmiştir. Bu uğurda, bütün peygamberlerin karşısına çıkan güçlükler, onun da karşısına çıkmıştı. Doğup büyüdüğü topraklardan çıkarıldı, kâfirler tarafından öldürülmek gayesiyle kovalandı. Allah'u Azze ve celle Kur’an-ı Kerim'de bir ayette Hz. Musa (aleyhisselam)'dan şöyle bahsediyor: "Kur’an’da Musa'yı da an. Çünkü o ihlas sahibi idi ve İsrail oğullarına gönderilmiş bir Peygamber idi."(Meryem, 19/51). Hz. Musa (Aleyhisselam)'ın Firavun ile olan kıssası, Kur'an- Kerim'de bazı surelerinde çeşitli üslûplarda ve teferruatlı olarak anlatılmaktadır. Firavun ve ordusunun Kızıldeniz'de boğulmaları olayından sonra, İsrail oğulları ile ilgili kıssasına da genişçe yer verilmiştir. Sapıklık ve bâtıl, daima İblis ve de onun ordusu tarafından temsil edilmiş; imana, tevhide ve peygamberliğe, kısaca Hakka sürekli meydan okumuştur. Ancak kazanan daima Hak olmuştur. Allah'u Azze ve celle şöyle buyuruyor: "Muhakkak ki Biz peygamberlerimizi ve iman edenleri hem dünya hayatında, hem de meleklerin şahit olacağı günde muzaffer kılacağız." (Mü'min, 40/51). Hz. Musa (Aleyhisselam)'da gönderildiği kavmi cehalet ve de sapıklık içerisinde bulunmuşdu. Onları Hakka davet etti, yurdundan çıkarıldı, savaştı ve sonunda Yüce Allah'ın izniyle kazandı.