Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ibadet anlayışı nasıldı?

Konusu 'Hz.Muhammedin hayatı' forumundadır ve Lasey tarafından 1 Mayıs 2017 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Hz. Muhammed’in İbadet Anlayışı Nasıldı?

    Peygamber Efendimizin ibadet anlayışının esasları Günlük hayatta hangi davranışlar ibadet sayılır?

    İbadet, boyun eğmek, itaat ve kulluk etmek anlamına gelir. Allah’a saygı, sevgi, şükür ve minnet duygularını söz ve davranışlarla ifade etmektir. İbadet, Allah’ın verdiği sonsuz nimetlere karşılık insanın teşekkür borcunu yerine getirmesi; Allah Teâlâ’nın razı olduğu işleri yapması, yasaklarından da uzak durmasıdır.

    İnsanın yaratılış amacı Kur’anı Kerim’de, “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” ayetiyle belirtilmiştir. Buna göre insanın, Allah’ın yaratma gayesine uygun bir hayat sürmesi, her halinin Allah’ın rızasına uygun olması gerekmektedir. Bu konuda, “...Onlar ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar...” ayetiyle insanın her an ibadet bilinciyle hareket etmesi gerektiği vurgulanmıştır.

    Peygamberlerin gönderiliş amaçlarından biride Allah’a ibadet etmektir. Peygamberler ibadetlerini eda ederken her konuda olduğu gibi bu konuda da insanlar için en güzel örnek olmuşlardır.

    Kur’anı Kerim’de, “Senden önceki bütün peygamberlere, ‘Benden başka ilah yoktur, o halde bana kulluk edin.’ diye vahyettik” buyrularak, peygamberlerin esas vazifesine işaret edilmiştir.

    Peygamber Efendimiz, Allah’ın kendisini yaratma amacı doğrultusunda, bir kul olarak bütün hayatını Rabb’inin istediği şekilde düzenlemiş ve hayatının merkezine ibadetleri yerleştirmiştir. “De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabb’i Allah içindir.” emri gereğince de tüm işlerinde sadece Allah’ın rızasını esas almıştır. O bir kul ve peygamber olarak, Allah’a kulluk ve taatte son derece titiz davranmış; tebliğ ettiklerini önce bizzat kendisi uygulamış, bizlere örnek olmuştur. Bu durumda Peygamberimizin, hayatın diğer alanlarındaki uygulamalarını, özellikle de ibadetlerin edasındaki örnekliğini iyice öğrenmek ve ibadet hayatımızı buna göre düzenlemek gerekmektedir.

    Peygamber Efendimiz, bir peygamber ve kul olarak ibadetlerini Kur’anı Kerim’de emredilen ve vahiyle kendisine bildirilen şekilde yapmıştır. Müminlerden de ibadetlerini kendisinin yaptığı ve öğrettiği şekilde yapmalarını istemiştir. Bir hadisi şerifinde, “Namazı benim kıldığım gibi kılın.” buyurarak bu konuya dikkat çekmiştir. Bu bağlamda hem farz hem de sünnet olan ibadetlerin yapılışında örnek insan yine Peygamber Efendimizdir.
    Peygamberimiz, faydalı tüm güzel iş ve davranışların temelde ibadet sayılabilmesinin niyete bağlı olduğunu bildirmiştir. “Ameller niyetlere göredir, herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur.’ uyarısıyla ibadetlerin kişinin niyetine göre değer kazanacağını ifade etmiştir. Allah’ın , kulun kalbine baktığını, ondaki niyeti esas aldığını belirtmiştir. Bir hadisi şerifte, “Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize (niyetlerinize) ve amellerinize bakar.”buyurarak ibadetlerde niyetin önemine dikkat çekmiştir.

    Hz. Peygamber ibadet hayatında, “O (kimseler ki), iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” ayetini kendine rehber edinmiştir. Yine Kur’an’daki, “.Allah’ın zikri elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” buyruğunu dikkate alarak Allah Teâlâ’yı çokça zikretmiş, tövbe istiğfarda bulunmuştur.

    Peygamberimiz, ibadetlerinde Allah’ın emrini yerine getirmek ve rızasını kazanmak bilinciyle hareket etmiştir. “Kim Rabb’ine kavuşmayı arzu ediyorsa salih amel yapsın ve Rabb’ine (yaptığı) ibadete hiç kimseyi ortak etmesin!” ayetlerindeki emre göre ibadetlerini sadece Allah için yapmış ve ondan başka hiç kimseden yardım dilememiştir.
    Hz. Peygamber, ihlas ve samimiyetle ibadet etmiştir. Bunun ibadetlere bereket getireceğini şöyle ifade etmiştir: “Sizden biriniz Allah’a kulluktaki samimiyetini güzelleştirirse yaptığı her iyilik onun için on katından yedi yüz katına kadar çoğaltılarak yazılır...”

    Hz. Peygamber ibadet ve iyiliklerde küçük büyük ayrımı yapmamış, Allah’ın hiçbir ibadet ve salih ameli karşılıksız bırakmayacağı düşüncesiyle hareket etmiştir. Bu konuda, “Kim zerre miktarı hayır işlerse karşılığını görür . (Zilzal sûresi, 7. ayet) ayetini kendine ölçü edinmiştir.