“Ben ruhbanlıkla emrolunmadım; evlenirim. Uyurum, uyanıkda kahrım. Oruç tuttuğum gibi “ramazan ayı dışında) tutmadığım da olur.” (Buharı, Nikâh, 90.) Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem 571 yılında Mekke'de doğdu. Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam, varlık yönü ile herkes gibi bir insandı. O'da bir ana ve baba dan dünyaya gelmiş, normal bir insan olarak büyümüş, gelîşmiş, acıktığında yemek yemiş ve o da evlenmiş çocuk sahibi olmuştur. O, bu konulara şöyle açıklık getirmiştir: "Ben ruhbanlıkla emrolunmadım; evlenirim. Uyurum, uyanık da kalırım. Oruç tuttuğum gibi "ramazan-ı şerif ayı dışında" tutmadığım da olur." (Buharî, Nikâh, 90.) Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem bu yönüne onun insani yönü denir. Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem , insanüstü bir güce sahip olmadığı gibi bir melek de değildi. O da bizim gibi insani özelliklere sahipti. Çocukluğunu öbür çocuklar gibi, gençlik zamanı dürüst ve sorumlu bir insan olarak geçirmiştir. Eşinin, çocuklarının ayrıca dostlarının sorunları ile yakından ilgilenmiştir. Peygamber olunca Allah'tan ona vahiy gelmiştir. Bu gerçek Kur'an'da şöyle ifade edilmiştir: Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem'i sahip olduğu özellikler bakımından diğer insanlardan ayıran en önemli özellik, ona vahyin gelmiş olmasıdır. Hz. Peygamberin doğaüstü bir gücünün olmadığı En'am suresi, 50. ayet-i kerimede şöyle vurgulanmıştır: Peygamberin çağrısından habersiz olan o zamanın insanları, peygamberin insanların arasından seçilmesini kabullenemez, onun insanüstü özelliklere sahip olması gerektiğini savunurlardı. Onlara göre peygamber, ya gelecekten haber veren biri ya da kusursuz bir melek özelliği taşımalıydı. Bir ayet-i kerimede bu konuya şöyle değinilmiştir: "Şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; bizler gibi yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona kendisi ile birlikte uyarıcı olarak bir melek indirilmeli değil miydi?" (Furkan suresi, 7. ayet.) Bu iddiaların geçersiz olduğu Furkan suresinin 20. ayet-i kerimesinde şöyle ifade edilmiştir: "Resulüm! Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de hiç şüphesiz yemek yerler, çarşılarda dolaşırlardı. Biz, sizi birbiriniz için imtihan konusu yaptık." Bu ayet-i kerime de gösteriyor ki peygamberler de bizim gibi birer insandır.