Hz Muhammed'in Cesareti Ve Sabrı Hz Muhammed; yüreklilik, yiğitlik Cesaret,güç ve tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendisinde bulduğu güven,ve göz pekliği anlamlarına gelir. Peygamberimiz (s.a.v)cesur bir insandı. Peygamber olarak görevlendirildikten sonra Mekkelilerin gösterdiği tepkiler karşısında davasından vazgeçmemesi, onun cesaretini göstermektedir. Geçeceği yollara dikenler döşenmiş, taşlanmış, öldürülmek için evi kuşatılmış olmasına rağmen o, hep cesaretiyle bu durumlara göğüs germiştir. Allah’tan aldığı vahiyleri insanlara ulaştırmada büyük eziyetlere katlanmasına rağmen, İslâmiyeti anlatma konusunda cesaret, azim ve kararlılık gösterdi. 622 yılında Hicret sırasında Sevr Mağarası’nın içinde Hz. Ebu Bekir ile birlikte iken, müşrikler mağaranın ağzına gelince bütün cesareti ile Hz. Ebu Bekir’e Korkma Yüce Allahbizimle beraberdir."demiştir. Taif’e İslâm dinini anlatmaya gittiğinde, oradaki halkın taşlamalarına rağmen cesaretini korumuş, onlara beddua etmekten sakınmıştı. Akabe biatlarında Müslüman olmak için gelenlere ilâhî emirleri ve öğütleri, bütün tehlikeleri göze alarak anlatmıştı. Uhut Savaşı’nda dişi kırılmış ve ordusu dağılma noktasına gelmiş olmasına rağmen o yine cesaretini kaybetmemişti. Dağılan orduyu tek başına toplayıp Uhut Dağı’na doğru geri çekmiş, büyük bir bozgunu önlemişti. Peygamberimiz (s.a.v) in büyük cesareti, sadece savaş meydanlarında değildi. Haksızlıklara, zulümedenlere karşı cesaretini kaybetmez, sonuna kadar mücadele ederdi. Karşılaştığı zorluklar nedeniyle yılmamıştı, aksine cesaretiyle örnek olmuştur. O, yeri geldiğinde korkusuz bir kişi, yeri geldiğin de son derece alçak gönüllü, hoşgörülü bir insan olmuştur. Onun, hedefine ulaşmak için karşılaştığı zorlukların üzerine cesaretle gidişi herkes için örnek biriydi. Karşılaşılan zorluklar karşısında cesaret yitirmemişti. Unutmayalım ki cesaretle başlanılan işlerin sonucu başarıya götürür. Yılgınlık, ümitsizlik ve sabırsız olmak ise kişileri başarısızlığa götürür.