Peygamber Efendimiz'in Aile İçindeki Hareketleri İnsanın üzerinde hakkı olan kişilerin başında aile bireyleri gelmektedir. Çünkü kişinin sevincini ve üzüntüsünü ilk önce paylaştığı kimseler aile fertleridir. Hz. Muhammed (s.a.v.) çeşitli vesilelerle erkeklerin kadınlar üzerinde, kadınların da erkekler üzerinde hakları olduğunu söylemiştir. Kadınlar hakkında Yüce Allah'tan korkulmasını, onlara haksızlık yapılmamasını istemiştir. Hz. Muhammed (s.a.v.) aile bireylerini sever ve aralarında hiç ayrım yapmazdı. Onların eğlenme ve dinlenme gibi ihtiyaçlarını karşılar, düzeyli eğlencelerden onları yararlandırmaya çalışırdı. Ramazan ve Kurban Bayramı gösterilerine kızlarını ve hanımlarını da götürürdü. Bir bayramda Habeşlilerin sergiledikleri gösterileri Hz. Aişe'nin seyretmesine izin vermiş ve hatta ona bizzat yardımcı olmuştur. Hz. Aişe ile koşu yapmış, aile bireyleriyle şakalaşmıştır. Peygamber Efendimiz çocuklarına olduğu gibi, yanında, kendi korumasında büyüyenlere, mesala Ali b. Ebu Talib'e, Zeyd b. Harise'ye ve azatlısı Ümmü Eymen'e de son derece şefkatli davranmıştır. Amcası Ebu Talip'in yükünü hafifletmek üzere Beş yaşında iken yanına almış olduğu Hz. Ali, babası Mekke'de olduğu halde Hz. Peygamber (s.a.v.)’in yanında büyümüş ve ömrü boyunca onun yanından ayrılmamıştır. Aynı şekilde Zeyd b. Harise de Hz. Muhammed'in ailesi içinde büyümüştür. Hz. Hatice, kendisine Hakim b. Hizam'ın köle olarak verdiği Zeyd'i Hz. Muhammed'e hediye etmiş; Hz. Muhammed’de onu azat etmişti. Zeyd'in babası, oğlunu araya araya Mekke'de bulmuş; Hz. Peygamber onu, kendi yanında kalmak veya babası ile birlikte gitmek konusunda serbest bırakmıştı. Zeyd ise Hz. Peygamber'i babasına tercih etmiştir. Bu da Hz. Muhammed'in ona karşı hareketleri, davranış ve muamelesinin gerçek bir babanın davranışından farksız olduğunu göstermektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) aile bireylerine danışır ve görüşlerine değer verirdi.