Hz.Muhammed (s.a.v.)'in zamanında yaşayan kadın alimler kimlerdir

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve Adile tarafından 6 Nisan 2013 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Peygamber Efendimiz döneminde yaşayan kadın alimler kimlerdir?
    Âişe Validemiz (radıyallahu anhâ) Allah Resûlü’nün hanımları arasında ilme düşkünlüğü ile bilinenlerin en önde geleni Hz. Âişe validemizdi. O kadar ki “Bilmediği bir konuyu duyduğunda, onu iyice anlayıncaya kadar sormaya devam ederdi.”Ebû Musa el-Eşari anlatıyor: “Allah Resûlü’nün arkadaşları olarak ne zaman bir hadisi anlamada problem yaşasak, hemen Âişe’ye sorardık. Kendisi bize o konuda mutlaka bir bilgi sunardı.”Rivayetten de anlaşıldığı gibi Âişe validemizin hadislere vukufiyeti fevkalade ileri idi. Huzuruna gelen bir soru veya problemi, hemen bir hadisle veya bir te’ville (yorumla) hallediveriyordu.
    Hatta bazı yanlış anlaşılan veya eksik rivayet edilen hadisleri, Hz. Âişe validemiz tamamlamış ve bizi yanlış anlamalardan kurtarmıştır.Allah Resûlü (aleyhi ekmelüttehâyâ) Hz. Âişe hakkında şöyle buyurmuşlardır: “Peygamber Hanımları da dahil eğer ümmetimin kadınlarının ilmi Âişe’nin ilmiyle kıyas edilecek olsa, Âişe’nin ilmi ağır gelir.”Binaenaleyh Efendimiz’den tescilli bu ilim hazinesine miras ve tıp ile ilgili konularda dahi müracaatta bulunurlardı.Âişe Validemizin tabiblik yönünün olduğunu da yine kaynaklarımızdan öğreniyoruz.Mekke’nin âlimi olan Ata b. Rabâh, Âişe validemizin ilmine olan hayranlığını şöyle ifade eder: “O, insanların en fakihi, en âlimi, görüşü en güzel olanıdır.”Âyetlerin iniş sebebini en iyi bilenlerden biri olan Âişe Validemiz, Hz. Ömer ve Hz. Osman zamanında fetvalar da veriyordu. Hz. Ömer ve Hz. Osman (radıyallahu anh), sünnetle alâkalı bazı sorular için Hz. Âişe Validemize elçiler gönderiyorlardı.
    Hafsa Validemiz (radıyallahu anhâ)
    Hafsa Validemiz yirmi yaşlarında Peygamber Efendimiz’le evlenmiş ve 60 hadis rivayet etmiştir. Kendisinden de kardeşi Abdullah b. Ömer, yeğeni Hamza, kadın hizmetçisi Safiye, Hârise b. Vehb, Ümmü Mübeşşir gibi sahabiler rivayette bulunmuşlardır. Dikkat edilirse, kendisinden rivayet edenler arasında kadınlar vardır ve o kadınlardan biri de hizmetçisidir. İslâm, kadın hizmetçiye dahi ilim öğretme imkânı sunmuş, bununla da kalmayıp o ilmi başkalarına nakletmesini de tavsiye etmiştir. Hafsa Validemiz (radıyallahu anhâ), belagat ve fesahat sahibi, eli kalem tutan bir kadındı. Babası Hz. Ömer’in vefatından sonra Müslümanlara hitaben yapmış olduğu bir konuşma vardır ki gayet edîbânedir.Cahiliye’de Şifa Adeviye isimli kadından yazmayı öğrenmişti. Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem kendisiyle evlendikten sonra, Şifa Adeviye’den Hafsa Validemize hüsn-ü hattı ve süslemeyi de öğretmesini istemişti.
    Ümmü Seleme Validemiz (radıyallahu anhâ)
    Her hanımın, kendi evini birer okul, birer mescit hâline getirmesi, dinimizin istediği, en azından tavsiye buyurduğu bir kutlu vazifedir. Anneler, çocuklarını böyle bir ortamda büyüttüklerinde, rûhu, aklı, kalbi Allah marifetiyle dolmuş, ibadet, zikir ve ahlâk-ı âliyeyle doymuş bir nesil yetişecektir. Şu kutlu beyanı bir de bu açıdan okuyalım: “Oturun da evlerinizde okunan Allah’ın âyetlerini ve (Resûlullah’ın) hikmetlerini anın. Allah muhakkak ki Latif ve Habir’dir (ilmi en gizli şeylere bile nüfuz eder).” İşte bu âyeti ruhunda yaşayan Ümmü Seleme Validemiz, okul öğretmenine haber göndererek, Kur’ân öğretmek üzere kendisine çocuk göndermesini istemişti. Hadisleri en iyi ezberleyenlerden biriydi o.
    Ve Diğerleri
    İbn Hazm, kitabında yirmi kadar hukukçu hanım sahabiden bahseder. Örnek olarak yukarıdaki validelerimizin yanında şu isimleri sayabiliriz: Ümmü Habibe validemiz, Fâtıma validemiz, Ümmü Şerik, Ümmü’d-Derdâ el-Kübrâ, Ümmü Seleme Validemizin kızı Zeyneb, Ümmü Eymen, Ümmü Yûsuf, Atike bint Zeyd b. Amr b. Nufeyl, Ebû Bekir Efendimiz’in kızı Esma validemiz, Fâtıma bint Kays (radıyallahu anhunne ecmaîn).
    Sonraki Dönemlerde Kadın Âlimler
    Bu kutlu neslin ardından pek çok kadın âlim yetişmiştir. Örnek olarak birkaç tanesinin sadece ismini zikretsek yeterli olur: Kitabet ve şiir alanında Uleyye binti Mehdi, Âişe binti Ahmet el-Kurtubiyye, Villâde binti Halife el-Müstekfî, tıp alanında göz hastalıklarını tedavi etmekle meşhur Benî Eved kabilesinden Tabibe Zeynep, Ümmü’l-Hasen binti’l-Kâdî Ebî Cafer et-Tancalî ki meşhur bir tabiptir. Hadis alanında Kerîme el-Merveziye, Seyyide Nefîse binti Muhammed.Hâfız b. Asâkir, kendi hocaları arasında seksen küsur kadın muhaddis sayar. Ayrıca, İmam Şâfiî, Buhârî, İbn Hallikân ve İbn Hibbân gibi âlimlerin kadın müderrisleri de olmuştur. Bu müderriselerin çoğu, fakîh, edip ve meşhur âlimlerdir. Sadece birkaç misalini verdiğimiz bu kadın âlimler, İslâm’ın kadınların eğitimine bakışını ortaya koymaya yeter. Daha fazlasını tabakat kitaplarına (âlimlerin hayatlarının anlatıldığı eserlere) havale ediyoruz.
    Netice
    Kadın ve Aile İlmihali Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) kavlen ve fiilen teşvikçisi olduğu kadın eğitimi, İslâm’da en güzel şekilde tatbik edilmiş ve kadın hiçbir zaman bu hakkından mahrum bırakılmamıştır. Zamanımızda kısmen bazı yerlerde görüldüğü gibi kız çocuklarını okutmama, okutmaya gerek duymama yanlışlığına düşülmüşse bu, dinimizden değil, dini yanlış ya da eksik anlamadan kaynaklanmıştır. Hâlbuki dinimizin kaynakları olan Kur’ân ve Sünnet, hep umumi konuşmuş, kadın-erkek herkesi kapsayacak şekilde hitap etmiştir. Peygamberimiz’in eşleri, sahabe hanımlar ve sonraki nesillerden yetişen kadın âlimler bunun şahididir. Öyleyse, bugünün inanmış erkeklerine düşen vazife, hanımlarına ve kızlarına öğrenme ve öğretme imkânları hazırlamak, buna karşılık kadınlardan ve kızlardan beklenen gayret ise kendilerine sunulan fırsatları iyi değerlendirip ilme koşmak, imkânlar sunulamamış olsa dahi, şartları zorlayıp kalb, zihin ve akıllarını ilim ve marifetle doldurmaya çalışmaktır. Çocukların yetişmesinde en büyük role sahip olan kadının, yetişmiş, ilimli ve şuurlu olması, insanlığın geleceği adına da büyük ehemmiyet arz etmektedir. Hem bugün ilim elde etme yolları; kitapların bolluğu, yetişmiş insanların çokluğu ve internet sayesinde kütüphanelerin evlere taşınmasıyla, geçmiş yıllara göre daha kolay ve daha geniştir. İnsana düşen şey ise sadece imkânları değerlendirme gayretidir.
     
    Son düzenleme: 23 Şubat 2014