Hazreti İbrahim a.s misafirleri çok severdi ve evine misafir çağırmaktan, onlara ikramda bulunmaktan lezzet alırdı yolculara ise iyi davranırdı. Onları evine davet eder, yiyecek ve içecek verir, yatacak yer gösterirdi. Her sabah. Evinin yanındaki yolun kenarında durur ve yoldan geçecek yolcuları beklerdi. Onları görür görmez de, ikramda bulunmak için evine davet ederdi.Başka insanları memnun ve rahat ettirmek onu mutlu ederdi. Bir günü sofrasında bir misafir olmadan geçtiğinde rahatsız olur, evinde bir yolcu ağırlamamışsa yemeğe kendisi de dokunmazdı.Bir ara, yoldan üç gün boyunca hiçbir yolcu geçmedi. Bu durum haliyle Hz. İbrahim"i (s.a.) üzdü. Ama bıkmadan usanmadan yola çıkıp ümitle beklemeye devam etti. Ufuğa gözlerini kısarak bakıyor, bir yolcunun gelmesini istiyordu. Üç gün geçmiş ama hiçbir yolcu gelmemişti. Bir sabah, deve üzerinde yaşlı bir adam göründü yolda. Hz. İbrahim çok sevindi hemen yaşlı adamı yemeğe evine davet etti. Adam bu daveti kabul etti. Evde yemeğe oturduklarında Hz. İbrahim yemeğe başlamadan önce "Bismillah" dedi, ama yaşlı adam hiçbir şey demeden yemeye başladı. Hz. İbrahim sordu: "Neden besmeleyle başlamadın? Bize bu yiyecekleri hediye eden rabbimiz hem Rahman, hem de Rahim değil mi? Sunduğu bu rızkı yemeye başlamadan önce Onun ismini anmak doğru olmaz mı? Yaşlı adamın cevabı: "Benim dinimde böyle bir adet yok" şeklinde oldu. "Hangi dindensin sen?" "Mecusiyim." Adam ateşe tapılan bir dine mensuptu.Hz. İbrahim buna çok kızdı ve adamı evinden kovdu.Yaşlı adam oradan uzaklaşırken. Hz. Cebrail, Hz. İbrahim"e geldi. Bir mesaj getirmişti. Ona, Allah"ın kendisine inanmayan bu adamı 70 senedir rızıklandırdığını, ama onun, yani Hz. İbrahim"in bir öğün yemek bile tahammül edemediğini bildirdi. Hz. İbrahim hatasını anlamıştı. Hemen ihtiyarın arkasından koştu, yetişti ve evine yemeğe devam etmek üzere dönmeye ikna etti. Alıntı