Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) hakkında neler biliyorsunuz?

Konusu 'İslam büyüklerinin hayatları' forumundadır ve Lasey tarafından 15 Eylül 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) hakkında neler biliyorsunuz?

    Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.), Peygamberimizin (s.a.v.) sevgili torunlarıdır. Hz. Hasan (r.a.), Hz. Ali (r.a) ile Hz. Fâtıma’nın (r.a.) büyük çocuğudur. Peygamberimizin (s.a.v.)Medine’ye hicretinin birinci yılında, miladi 623 yılında Medine’de dünyaya gelmiştir. Onun adını bizzat Peygamberimiz (s.a.v.) vermiştir. Hz. Hasan (r.a.) doğunca Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Ali (r.a.) ve Hz. Fâtıma’nın (r.a.), çocuklarına Harb ismini koymayı düşündüklerini öğrenmiştir. Allah Resulü (s.a.v.) bu ismi beğenmemiş, torununun ismini Hasan koymuştur. Torununun doğumuna çok sevinmiş, onun için akika kurbanı kesmiştir. (İbn-i Sa’d, Tabakât, C 6, s. 353-354)

    Hz. Hasan (r.a.), Resulullah’a (s.a.v.) çok benzerdi. Hz. Ebu Bekir (r.a.), Hz. Hasan’ı (r.a.), “Ey Nebi’ye benzeyen, Ali’ye benzemeyen!” diye severdi. Onun böyle söylemesi, Hz. Ali’nin (r.a.) de hoşuna gider ve Hz. Ali (r.a.), bu durumu tebessüm ederek karşılardı. Hz. Hasan (r.a.), Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) terbiyesi altında yetişmişti. Fazilet sahibi, insanların sevgi ve saygısını kazanmış, güzel ahlaklı bir insandı. Hz. Hasan; yumuşak huylu, iyi geçimli, cömert, sakin, alçak gönüllü, ağırbaşlı bir kimseydi. Siyasi çekişmelerden ve kargaşadan uzak durmayı severdi. Hz. Ali’nin (r.a.) vefatından sonra halife olan Hz. Hasan (r.a.), altı ay kadar halife olarak kaldıktan sonra hilafetten çekilmiştir. Hz. Hasan (r.a.), Peygamberimizin (s.a.v.) mübarek soyunu günümüze kadar devam ettiren iki kişiden biridir. Hz. Hasan’ın (r.a.) soyundan gelenlere, İslam kültüründe “Şerif” denilmiştir. Şerifler, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) soyundan gelmeleri sebebiyle Müslümanlardan her zaman ilgi, sevgi ve saygı görmüşlerdir.
    Hz. Hasan (r.a.), Peygamberimizin (s.a.v.) Medine’ye hicretinden 49 yıl sonra 669 yılında vefat etmiştir.

    Hz. Hüseyin (r.a.), Hz. Ali (r.a.) ile Hz. Fâtıma’nın (r.a.) ikinci çocuğudur. Hicret’in 4. yılında, 626 senesinde Medine’de doğmuştur. Hz. Hasan (r.a.) gibi Hz. Hüseyin’in (r.a.) adını da Peygamberimiz (s.a.v.) koymuştur. Hz. Hüseyin (r.a.), babasının vefatından sonra Kûfelilerin çağrısı üzerine ailesiyle birlikte bu şehre gitti. Ancak şehre varamadan Kerbelâ denilen yerde, ailesinden bazı kişilerle birlikte şehit edildi. 680 yılında gerçekleşen Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sevgili torununun şehadeti, tüm Müslümanları derin bir üzüntüye boğdu.

    Hz. Hüseyin (r.a.) de Hz. Hasan (r.a.) gibi Allah Resulü’nün (s.a.v.) terbiyesi altında yetişmiştir. Mükemmel ahlaka sahip olan dedesini örnek almış; onun gibi güzel ahlaklı bir insan olmuştur. Hz. Hüseyin (r.a.), alçak gönüllü bir insandı. Hiç kimseyi küçümsemezdi. Fakirlerle birlikte olmayı sever, onlara yardım ederdi. Son derece misafirperver bir insandı. Misafirlerine
    hizmet etmeyi severdi. Hz. Hüseyin (r.a.) bir gün, Suffe’de bir şeyler yiyen fakirlerin yanına vardı. Onlar, Peygamberimizin (s.a.v.) torununu, “Yemeğe buyur.” diyerek sofralarına davet ettiler. Hz. Hüseyin (r.a.) hemen “Allah, kibirli insanları sevmez.” diyerek sofraya oturdu ve onlarla birlikte yemek yedi. Sonra da onlara, “Ben sizin davetinize icabet ettim, siz de benim davetime icabet edin.” dedi.
    Sonra onları evine götürüp ikramlarda bulundu.(İbn-i Sa’d, Tabakât, C 6, s. 420.)

    Gerek Hz. Hasan (r.a.) gerek Hz. Hüseyin (r.a.), İslam tarihi boyunca tüm Müslümanlardan büyük bir sevgi ve saygı görmüştür. Peygamberimizin (s.a.v.) çok sevdiği bu iki güzel insan, her zaman sevilmiş, onların isimleri Müslüman toplumlarda en yaygın isimler arasında yer almıştır.