Biyografi Hz. Ebubekir'in (ra) Hayatı

Konusu 'İslam büyüklerinin hayatları' forumundadır ve Adile tarafından 25 Aralık 2014 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Hz. Ebubekir Sıddık (r.a)

    Resul-i Ekrem Efendimiz'den (s.a.v) yaklaşık iki yıl sonra (M.573) Mekke’de dünyaya geldi kureyş’in Teymoğulları kabilesine mensuptur. Babasının adı Osman olup Ebu Kuhafe künyesiyle tanınmıştır, annesi ise Ümmü’l-Hayr Selma bint. Sahr’dır ve cahiliye döneminde adı Abdü’l-Kabe olan ismi, Müslüman olduktan sonra Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) tarafından Abdullah olarak değiştirilmiştir. Resul-i Ekrem Efendimiz (sav)'in kendisini cehennemden azat edildiğini müjdelemesi sebebiyle “Atik”, O’nun peygamberliğini ve getirdiği haberleri tereddütsüz kabul etmesi sebebiyle de “Sıddık” olarak tanınmıştır. Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh)’nın diğer bir hususiyeti de kendisi hayatta iken bütün aile fertleri İslâm’a girmiş tek sahabi olmasıdır.

    Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh) gençliği döneminde ticaret ile meşgul olması sayesinde Mekke’nin varlıklı insanları arasına girmeyi başardı ve bu sayede elde ettiği varlığıyla İslami tebliğin başlangıç döneminde efendilerinin ağır işkencelerine maruz kalan Bilal-i Habeşi, Amir b. Füheyre, Ümmü Lübeys ve Füheyre gibi Müslüman olmuş köle ve cariyeleri satın alarak onları hürriyetlerine kavuşturdu.

    Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh), İslam’ı ilk kabul eden sahabedendir ve kendisi bizzat Resul-i Ekrem Efendimiz'e gidip onunla görüşme yapmış, ardından da tereddütsüz bir şekilde Müslüman olmuştur. Kureyş’in ileri gelenlerinden olması sebebiyle onun aracılığıyla Hz. Osman b. Affân (radıyallahu anh), Hz. Talha b. Ubeydullah (radıyallahu anh), Hz. Sa‘d b. Ebî Vakkâs (ra), Hz. Zübeyr b. el-Avvam (radıyallahu anh) ilk Müslümanlar arasına dahil olmuşlardır.

    Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh) tebliğin başlangıcından itibaren sürekli olarak Resul-i Ekrem Efendimiz'in (s.a.v) yanında yer aldı ve Mekke müşriklerinin baskılarının dayanılmaz hale geldiği dönemlerde dahi Mekke’den ayrılmayıp, tüm baskılara Efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v) ile birlikte direndi. Nihayet Mekke’yi de ancak Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) ile birlikte terk edip onun hicretteki yol arkadaşı oldu.

    Mekke’de olduğu gibi Medine döneminde de çok kısa süreli görevler dışında sürekli olarak Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) birlikte bulunup, bütün büyük sefer ve savaşlara onun yanında iştirak etti. Uhud ve Huneyn savaşlarında Resul-i Ekrem Efendimiz'in (s.a.v) canına kastedildiği çarpışmalar esnasında onu en yakınında koruyanların başında yer aldı. Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Tebük seferinde en büyük sancağı ona teslim etti.


    Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh), hem cahiliye döneminde, hem de tebliğ sonrasında Resul-i Ekrem Efendimiz'in (s.a.v) en yakın dostu olmuştur. Daha sonra kızı Hz. Aişe (r.anha)’nIn Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) ile evlenerek müminlerin anneleri arasına katılması da onların aralarındaki dostluk bağını daha da güçlendirmiştir. Nitekim Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'e en çok kimi sevdiği sorulduğunda ilk önce Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh)’nın, ardından da onun kızı ve kendi eşi olan Hz. Aişe (r.anha)’nin adını vermiştir.


    Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh), güzel ahlakı, doğruluğu ve cömertliği ile hem cahiliye döneminde hem de Müslümanlığından sonra dost düşman herkesin takdirini ve saygısını kazanmıştır ve O, cahiliye döneminde dahi putlara tapmamış, kendisini, zamanının insanlarının müptela oldukları cahiliye davranışlarından korumuştur. Varlıklı haline rağmen mütevazı oluşu, insanlara karşı hoşgörülü davranışı, yumuşak huyluluğu ve merhameti ile ashab arasında örnek bir şahsiyet haline gelmiştir ve Resul-i Ekrem Efendimiz'in (s.a.v), ümmeti arasında en merhametli kişinin Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh) olduğunu bildirerek onun bu özelliğine şahitlik etmiştir.

    Hicrette Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)’e arkadaşlık etmiştir ve üç gün kaldıkları Sevr mağarasına ilk giren Hz. Ebubekir’dir (raduyallahu anh). Mağarada keşif yaptıktan sonra Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) içeri girmiştir. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) hastalandığında namazı kıldırması için Hazreti Ebubekir’i (radıyallahu anh) tayin ederdi.

    Hz. Ebubekir (radıyallahu anh), iki yıl, üç ay kadar halifelik yapmıştır ve ayrıca, Kur’ân ayetlerinin toplanmasını sağlamıştır, halifelik döneminde iki büyük zafer kazanmış İran ve Filistin O’nun zamanında fetih olunmuştur. Hz. Ebubekir (radıyallahu anh), yakalandiğı hastaliğın ortaya çıkmasıyla 63 yaşında iken 634 yılında Medine’de vefat etmiştir.