Hz. Davud hakkında bilgi

Konusu 'İslam büyüklerinin hayatları' forumundadır ve Eylül tarafından 1 Mayıs 2013 başlatılmıştır.

  1. Eylül

    Eylül Moderatör

    Hz. Davud ile ilgili bilgiler

    Kur’an-ı Kerim’de 11 yerde adı zikredilen Hz. Davud; Hz. Yakub’un oğlu Yehuda’nın soyundandır. Kayınpederi Talut’un ölümünden sonra İsrailoğullarına hükümdar olmuştur. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde belirtilmiştir: “Derken, Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davud, Calut’u öldürdü. Allah ona (Davud’a) hükümdarlık ve hikmet verdi ve ona dilediğini öğretti. Eğer Allah’ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzü bozulurdu. Ancak Allah, bütün alemlere karşı lütuf sahibidir.” (Bakara, 2/251)


    Hz. Davud’un yaşadığı dönemde Filistinliler İsrailoğulları için güçlü bir düşmandı. Başlarında Calut (Golyat) isimli çok iri ve güçlü bir savaşçı kumandanları vardı. İsrailoğulları ordusu düşmana yaklaşınca korku ve gevşeme alametleri ortaya çıktı.


    Talut’un ordusunda üç oğlu bulunan bir baba (Yesse), onlardan doğru bir haber getirsin diye çobanlık yapan, küçük oğlu Davud’u gözcü olarak göndermişti. Davud orduya yetiştiğinde Golyat (Calut) meydana çıkmış, teke tek savaşmak üzere karşı taraftan bir savaşçı istemişti. Talut onun karşısına çıkmak istiyor, bunun ölüm demek olduğunu bilen komutanları onu engellemeye çalışıyorlardı.


    Hz. Davud çevresindekilere Golyat’ı öldürenin ödülünü sordu. “Onu öldürene kral büyük servet verecek, onu kızıyla evlendirecek ve hanedanını imtiyazlı kılacak” dediler. Hz. Davud buraya savaşmak için gelmemişti, daha önce kendisini bir savaşta denemiş de değildi. Sürüden koyun kapan bir aslanla ayıyı öldürdüğünü hatırlatarak Talut’tan, Golyat’a karşı savaşmak üzere izin istedi. Kumandan kendini uyardıysa da aldırmadı, talebinde ısrar etti.


    Talut ona zırh giydirdi ve izin verdi. Golyat’a doğru ilerlerken zırh ağır geldiği ve hareketini sınırladığı için onu da çıkarıp attı. Yanında yalnızca vadiden seçtiği taşlarla sapanı vardı. Golyat’la birkaç cümle konuştuktan sonra sapanına uygun bir taş koydu ve onunla düşmanını başından vurdu, yere düşünce de kılıcını elinden aldı ve boynunu kesti. Bundan sonra Filistinlilerin mağlubiyeti kolaylaştı, zafer İsrailoğulları’nın oldu.


    Bu ilk ve en önemli çarpışmada Hz. Davud zırhın kendisinin hareketlerini kısıtladığını görmüş ve zırhı sırtından yere atmıştı. Sonra Allah ona yüksek kaliteli olan ve insanın hareketlerini engellemeyen zırh yapmayı öğretmişti. “Bir de Davud’a, sizin için, zırh yapma sanatını öğrettik ki, savaşlarınızda sizi korusun. Şimdi siz şükrediyor musunuz?” (Enbiya, 21/80)


    Talut sözünde durdu, kendisini askerin başına geçirdi ve kızıyla da evlendirdi. Habrun (bugünkü el-Halil) şehrinde yaşayan halkın bir kısmı onu diğer kısmı da Talut’un bir oğlunu hükümdar olarak kabul ettiler. İki grup iki yıl kadar aralarında savaştılar. Sonunda Talut’un oğlu öldü ve bütün İsrailoğulları’nın ileri gelenleri Davud’un etrafında birleştiler. Başka Peygamberleri kendi kavminden bazı insanların inkar ettiği gibi Hz. Davud’u da kendi kavminden bazı insanlar inkar etmişlerdi. Allah onların durumunu şöyle açıklamıştır: “İsrailoğullarından inkar edenler, Davud ve Meryemoğlu İsa diliyle lanetlendi. Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü.” (Maide, 5/78)


    Davud ülkeyi güzel idare ettiği gibi yaptığı savaşlar sonunda sınırlarını Fırat’tan Akabe körfezine kadar genişletti.


    Hz. Davud’un çok hoş bir sesi vardı. Allah Teala kulu Davud’a, dilediği birçok önemli ve faydalı şeyi öğretmişti, krallık nasip etti ve sonunda kendisine Zebur’u (Mezamir) göndererek Peygamberlik de lutfeyledi (Hz. Davud hakkında ayrıca bkz. Sad, 38/17 vd. ). “Andolsun! Biz Davud’a ve Süleyman’a ilim verdik. Onlar, ‘Hamd, bizi mü’min kullarının birçoğundan üstün kılan Allah’a mahsustur’ dediler.” (Neml, 27/15) (Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, I, 390; IV, 574)