Hz. Aişenin hayatı Hz. Hatice (r.anh), Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v)'in temiz, iffetli ve yüce ahlâk sahibi olan hanımlarının ilkidir. Mekke'de 556 senesine doğduğu tahmin edilen Hz. Hatice (r.anh), aynı zamanda soy itibariyle, Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v)) ile akrabadır. Baba tarafından her ikisinin soylarıda Kusay'da birleşmektedîr ve anne tarafından da buna benzer bir akrabalık mevcuttur künyesi, Ümmü'l-Kasım Hatice bint Huveylid b. Esed b. Abdilüzza b. Kusay el-Kureyşi şeklindedîr. Babası Kureyş'in ileri gelenlerinden Huveylid, annesi Fâtıma bint Zaide b. Cündeb el-Âmiriyye olup soyu anne tarafından Lüey b. Galib'te Efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v) soyu ile birleşir. Asil bir Arap kadını olan Hazreti Hâtice (r.anh), namusluluğu ve dürüstlüğü ve de iffeti ile nam salarak "Tahire" lakabıyla tanınmıştr. Hâzreti Hatice, ticaret ile uğrâşan zengîn ve haysîyetli, şerefli bir hanımdı ve ücret mukabili anlaştığı kişîler aracılığı ile Mekke dışına düzenlenen ticâret kervanlarına kâtılrdı. Daha sonra güvenilirliği ile tanınan Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v)'in ticaret ortaklığını teklif etti ve teklifi kabul edilince Hz. Muhammed (s.a.v)'in başkanlığında bir ticaret kervanı hazırlayarak Şam'a gönderdi. Kendi kölesi Meysere'yi de O'nun emrîne verdi ve Böylece Meysere, bu yolculuk sırasında yaşananlara bizzat şahit oldu ve Mekke'ye dönüşlerinde Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v) başında iki meleğin bulut tarzında gölge ettiklerini görünce hizmetkarı olan Meysere'ye sordu ve yolculuk boyunca bu halin devam ettiğini Meysere'den öğrendi. (Mektubat, 177) Diğer yandan her zamanknden daha iyi bir ticaret yapılmış ve daha fazla kazanç elde edilmîş ve itimadı ve de güveni ziyadesiyle artan Hz. Hatice, daha öncesinden anlaştıkları miktardan daha fazlasını Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v)'e verdiği gibi, aracılar vasıtasıyla evlenme teklifinde de bulundu. Bunun üzerine sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed durumu amcası Ebu Talib'e bildirdi ve her iki tarafın büyükleri bir araya gelerek evlenmeleri konusunda fikir birliğine varmaları üzerine nikahları kıyıldı. Bir rivayete göre 500 dirhem altın, diğerine göre yirmi deve, mehir olarak Hz. Hatice'ye verildi ve düğünleri yapıldı bu sırada Fahri Kainat Efendimiz 25, Hz. Hatice 40 yaşında idi. Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) böylece ilk evliliğini yapmış oldu ve bu evlilikten dördü kız (Fatıma, Ümmü Gülsüm, Zeyneb, Rukiyye) ikisi erkek (Kasım, Abdullah) olmak üzere altı çocukları oldu. Evliliklerinden sonra mallarının idaresini Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v)'e bıraktı. İlk vahiy geldiğinde Sevgilli peygamberimiz (s.a.v) alarak, akrabası olan ve Hıristiyanlık konusunda bilgi sahibi olan Varaka b. Nevfel'e götürdü. Bu zat, Fahri Kainat Efendimizin başından geçenleri dinledikten sonra, beklenen son peygamber olduğunu ve Hira Mağarasında kendisine görünenin de vahiy meleği Cebrail olduğunu söyleyince Hz. Hatice hiç tereddüt etmeden Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e; "Senin Allah'ın resulü olduğuna şehadet ederim" diyerek ilk Müslüman olma şerefine nail oldu. Hz. Hatice (ra), Allah Azze ve celle'nin selâmına ve sevgili Peygamberimiz (s.a.v) övgüsüne mazhar olmuş son derecede faziletli ve serefli bir kadındı ve O, imanda, sabırda, iffette, güzel ahlâkta, kısacası her yönü ile örnek olan bir anneydi. Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v) "Hıristiyan kadınlarının en hayırlısı Imran'ın kızı Meryem, Müslüman kadınlarının en hayırlısı ise Hüveylid'in kızı Hatice'dir" şeklindeki mübarek sözleriyle faziletliliğine işaret etmiştir. Bir başka hadisinde de "Dünya ve âhirette değerli dört kadın vardır. Imran'ın kızı Meryem, Firavun'un hanımı Asiye, Hüveylid'in kızı Hatice ve Muhammed'in (asm) kızı Fatıma"dır ifadeleriyle yine Hz. Hatice'nin ismini yad etmiştir. Hz. Hatice'nin sadakatı, Allah Azze ve celle lütfune mazhar oldu ve bir gün Cebrail (a.s) Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'e gelerek şöyle söyledi; "Hatice'ye Allah'ın selamlarını söyle ve Onu Cennette inciden yapılmış bir saray ile müjdele" dedi. Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v), "Ya Hatice, bu Cebrail'dir, sana Allah'tan selam getirdi" deyince, Hz. Hatice, Allah'ın selamını büyük bir memnuniyetle kabul etti ve Cebrâil'e de iade-i selamda bulundu. Bu hadise Hz. Hatice'nin Allah'u Teala katındaki değerinin çok güzel bir göstergesi olduğu gibi, daha hayatta iken Cennetle müjdelenmiş oldu. Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v) yirmi beş yıl süren mutlu bir evlilikleri süresince, Araplarda çok evlilik bir gelenek olmasına ve eşi Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'den on beş yaş büyük olmasına rağmen başkasıyla evlenmedi. Ebu Talib'in vefatından üç gün sonra Hz. Hatice'nin de vefat etmesi Fahri Kainat Efendimizi çok etkiledi (620). Bir taraftan azılı müşriklere karşı kendisini daima koruyan amcasını, diğer taraftan yirmi beş yıllık sadık hayat arkadaşını ve destekçisini kaybetmişti. Hz. Hatice'nin hayatı, Yüce Allah'ın rızası, ailenin huzuru, dünya ve ahiret saadetinin kazanılması hususunda Müslüman aileler için çok önemli bir örnek teşkil eder. Onun hayat tarzı ve fedakarlığı anısının ölümsüzleşmesini netice verdi çünkü, Hz. Hatice (r.anh) Müslümanlar arasında çok sevildi ve arap olan ya da olmayan bir çok Müslüman aile kız çocuklarına onun adını vererek sevgilerini gösterdiler.