Adem (a.s.), ilk insan ve ilk peygamberdir. Adem (a.s.) ve eşi Havva (a.s.) cennette Allah’ın yaklaşılması yasak olan bir ağaca yaklaşıp meyvelerinden yedikleri için ceza olarak cennetten dünyaya sürülmüşlerdir. İnsanoğlunun dünya serüveni bu şekilde başlamıştır. Fakat yukarıdaki rivayette geçen cennette yaşama meselesi, dünya hayatından önce bir yaratılış olduğu gerçeğini akla getirmektedir. Kur’an-ı Kerim de bu konuya açıklık kazandırmaktadır. Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde Adem (a.s.) için, balçıktan yaratıldı ve sonra Allah’ın ruhun O’na ruh üflediği geçmektedir. İlk yaratılış böyledir. Daha sonra biz insanı nutfeden yarattık ayetleri neslin devamı için söylenen ayetlerdir. Hazreti Adem (a.s.), balçıktan yaratılmıştır. Allah toprağı tasvir ederek O’nu yaratmıştır. Allah kendinde olan ruh denilen şeyden O’na üflemiş ve hayat vermiştir. Ruh hakkında Kur’an-ı Kerim’de tafsilatlı bir bilgi yoktur. Meleklere secde ettirmiş, şeytan ise ben ateştenim, O topraktan yaratıldı. Ateş, toprağa üstündür diyerek secde etmemiştir. Kur’an-ı Kerim’in birçok yerinde Adem ve eşini yarattık ifadeleri yer almaktadır. Bu da Hazreti Havva’ya hasredilmektedir. Hazreti Havva’nın Adem (a.s.)’a eş olarak yaratılması, insanlığın neslinin devamı içindir. Kadının kaburga kemiğinden yaratılması bir hadiste geçmektedir. Bu hadiste kadının kaburga kemiği gibi olduğu, eğilip büküldüğü zaman zarar görebileceği şeklinde bir benzetme vardır. Bu benzetme hakikat de olabilir bir hikmet de olabilir. Her ikisi de olabilir. Fakat bununla birlikte Kur’an-ı Kerim’de Adem ve eşi ifadeleri, Adem (a.s.) ve Havva (a.s.) olarak tefsir edilir.