Hind b. Ebi Hale ye göre Peygamberimiz (s.a.v) Hindb. Ebi Hale (r.anha),Hz. Hatice’nin (r.anha) ilk eşinden olan çocuğudur. Hz. Peygamber (s.a.v) Hind B. Ebi Hale’nin (r.anha) hayatına annesiyle olan evliliğiyle girmiştir. Hz. Hatice (r.anha) ile evlendikten sonra Hz. Peygamber (s.a.v),Hindb. EbiHale’yi (r.anha) kendi oğlu gibi sevmiş ve onu kendi gözetiminde tutmuştur. İslam’a ilk girenlerden biri olan Hindibni Ebi Hale (r.anha), babası Hz. Peygamber’in (s.a.v) sevgisine karşılık vermiştir. Hindb. Ebi Hale (r.anha) İslam tarihi kitaplarında Resulullah’ı (s.a.v) anlatan meşhur hilyerivayetini nakleden eden sahabidir. Hz. Hasan’ın (r.anha) dedesi Hz. Peygamber’i (s.a.v) sorması üzerine O’nu (s.a.v) uzun uzun anlatan Hindb. Ebi Hale (r.anha) olmuştur. İşte Hind’in(r.anha) dilinden Hz. Peygamber (s.a.v) : Allah Resulü (s.a.v) gülen bir yüze sahipti. Hindb. Ebi Hale (r.anha) Hz. Peygamber (s.a.v) hakkında şöyle buyuruyor: “Resulullah Efendimiz her zaman güleç yüzlü, güzel huylu, halim ve selimdi.”(Kadı Iyaz, Şifa-i Şerif Şerhi, (çev. Mehmet Yaşar Kandemir), I-III, Tahlil Yayınları, İstanbul 2018, I, 262)) Allah Resulü (s.a.v) güzel bir ahlaka sahipti. Hz. Peygamber’i (s.a.v) tasvir eden bütün sahabi Efendilerimiz O’nun güzel ahlaklı oluşuna her zaman değinmişlerdir. Hindb. Ebi Hale (r.anha), Allah Resulü’nün (s.a.v) ahlakına dair şunları söylemektedir: “Hz. Peygamber (s.a.v) kötü huylu, katı kalpli değildi. Bağırıp çağırmaz, çirkin söz söylemez, kimseyi ayıplamaz ve aşırı derecede övmezdi. Hoşlanmadığı şeyi görmezden gelirdi. Herkes onun lütuf ve kereminden kendisine bir pay düşeceğinden emindi.”(Kadı Iyaz, I,262.) Allah Resulü (s.a.v) bazı durumlarda sükutu tercih ederdi. Hindb. Ebi Hale (r.anha) şöyle demiştir: “Resul-i Ekrem Efendimiz’insükutu dört şekildeydi: Huzurunda uygun olmayan bir şey söyleyip yapanı azarlaması mümkün olduğu halde ona çıkışmak istemediğinde sükut ederdi. Düşmanlarına ters düşmek istemediğinde sesini çıkarmazdı. Konuşmayı uygun görmeyip karşısındakileri dinlemek istediğinde sükut buyururdu. Bir de Allah’ın kudretini tefekkür ettiğinde konuşmazdı.(Müttaki el-Hindi, Kenzü’l-ummal, VII, 167.) Allah Resulü (s.a.v) Allah’ı düşündüğünde hüzünlenirdi. Hindb. Ebi Hale (r.anha) Hz. Peygamber’i (s.a.v) hüzünlü gördüğünde şunu fark etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Resulullah (s.a.v) çoğu zaman hüzünlüydü; hep Allah’ı düşünürdü, rahat nedir bilmezdi.”(Kadı Iyaz, I, 317.) Allah Resulü’nün (s.a.v) saçları hafif dalgalıydı. Hindb. Ebi Hale (r.anha) Resul-ü Zişan’ın (s.a.v) saçlarını şöyle anlatıyor: “Hz. Peygamber’in (s.a.v) saçları hafif dalgalıydı. Saçı kendiliğinden ikiye ayrılırsa onu ortadan ikiye ayırır, yoksa kendi haline bırakırdı. Saçı uzadığı zaman kulak memesini geçerdi.”(Kadı Iyaz, I, 336.) Allah Resulü (s.a.v) insanlarla ilgilenirdi. Hindb. Ebi Hale (r.anha) Allah Resulü’nü (s.a.v) insanlarla gördüğünde O’nun halini şöyle tasvir ediyor: “ Hz. Peygamber (s.a.v) bir tarafa döndüğünde tüm vücuduyla dönerdi. Yolda karşılaştığı kimselere önce o selam verirdi.”(Heysemi, Mecma’ü’z-zevaid, VIII,274.) Allah Resulü’nün (s.a.v) konuşması cevamiu’l-kelimdi. Hindb. Ebi Hale (r.anha) Hz. Peygamber’in (s.a.v) konuşması hakkında şunları söylemektedir: “Gerekmedikçe konuşmaz, çoğu zaman sükut ederdi. Sözünün başından sonuna kadar her kelimenin hakkını vererek konuşurdu. Az sözle çok mana ifade ederdi. Açık seçik konuşurdu. Sözünde ne fazlalık ne de eksiklik bulunurdu.”(Kadı Iyaz, I, 338.) Allah Resulü’nün (s.a.v) sevinci de öfkelenmesi de Allah içindi. Hindb. Ebi Hale (r.anha) şöyle buyuruyor: “Dünya ve dünya ile ilgili bir şeyden dolayı öfkelenmezdi. Ancak bir hak çiğnendiğinde son derece öfkelenir, gerekeni yapıncaya kadar da öfkesi yatışmazdı. Kendisine yapılan kaba ve haksız bir davranıştan dolayı öfkelenmez ve onun intikamını almaya çalışmazdı. Birine öfkelendiği zaman başının ondan çevirir, sevindiği zaman bakışlarını yere indirirdi.”(Tirmizi,Şemail-i Şerif, III, 243.) Allah Resulü’nün (s.a.v) gözleri, saçları, dişleri yani yaratılışı güzeldi. Hindb. Ebi Hale (r.anha) şöyle buyuruyor: “Peygamber Efendimiz ince yapılı ve heybetliydi. Yüzü ayın on dördü gibi parlardı. Uzuna yakın orta boylu, büyükçe başlıydı. Rengi nurani beyaz, alnı açık, kaşları hilal gibi ince ve gürdü; çatık kaşlı değildi. Gözleri siyah, yanakları düzdü. Burnu ince, hafif kavisliydi. Burnunun üzerinde bir nur yükselirdi. Ona tekrar dönüp bakmayan kimse, burnunun yüksek olduğunu zannederdi. Ağzı geniş, dişleri bembeyaz, ön dişlerinin arası seyrek ve pek hoştu. Bütün organları birbiriyle uyumlu, eti sıkı ne zayıf ne de şişman, göğsü ile karnı bir hizadaydı.”(Kadı Iyaz, I, 336.) Hz. Peygamber’in terbiyesinde yetişen Hindb. Ebi Hale (r.anha) onun ahlakıyla ahlaklanmış, yaşamına Allah’ın hoşnut olacağı şekilde devam ettirmiştir. Hindb. Ebi Hale (r.anha); Hz. Ali (r.anha) ve Hz. aişe (r.anha) arasında gelişen Cemel Vakası’nda vefat etmiştir. Allah ondan ve onun gibi Peygamberi ahlak ile ahlaklananlardan razı olsun.