HÎLE: Sahtekarlık, hud'a. Aldatmak, yanıltmak. Hîle ile rızık artmaz. Malın bereketini giderir. Hîle ile azar azar biriktirilen şeyler, ansızın gelen bir felaketle, birden bire giderek geride yalnız günahları kalır. Her san'atta hîle yapmamak farzdır. Çürük iş yapmak ve gizlemek haramdır. (Muhammed Gazalî) Hîle-i Batıla: Haramı helal ve helali haram yapmak veya farzı kendisine uygun gelecek şekilde yapmak yahut birinin hakkına mani olmak veya haksız mal ele geçirmek için yapılan hîle. Farz olduktan sonra zekat vermemek için hîle-i batıla yapmak haramdır. (İmam-ı Gazalî) Haramı helal yapmak için hîle-i batıla yapmak yahûdîlerin adetidir. (Abdülganî Nablüsî) Hîle-i Şer'iyye: Şer'î (dînî) çare. Müslümanların, İslamiyet'e uymaları ve haram işlememeleri için ihtiyatlı yol aramaları. Herhangi bir hususta İslamiyete uymağa mani bir durum bulununca o şeyi yapabilmek için kolay olan bir çare aramak veya bu sûretle bulunan çıkış yolu. aciz olanın, zarûrete düşenin, ibadetini kaçırmamak veya haram işlememek için hîle-i şer'iyye yapması lazım olur. (Süleyman bin Ceza)