HİDAYET: 1. Doğru yolu gösterme, doğru, Allahü tealanın razı olduğu yolda bulunma. Allahü teala Kur'an-ı kerimde mealen buyuruyor ki: Hidayeti vererek, dalaleti satın aldılar. Bu alışverişlerinde birşey kazanmadılar. Doğru yolu bulamadılar. (Bekara sûresi:16) Hidayet yolunu öğrendikten sonra, peygambere uymayıp mü'minlerin yolundan ayrılanı, saptığı yola sürükleriz ve çok fena olan Cehennem'e sokarız. (Nisa sûresi: 114) İbadetlerini ihlas ile (Allahü tealanın rızası için) yapanlara müjdeler olsun. Bunlar hidayet yıldızlarıdır. Fitnelerin karanlıklarını yok ederler. (Hadis-i şerif-Berika) İnsan yaratılışta; hidayet ve dalalet olmak üzere iki taraflıdır. Ona hidayet, üstünlük tarafını tanıtabilmek ve bunu kuvvetlendirmeye çalışmasını sağlamak için bir hoca, bir üstad lazımdır. (Muhammed Hadimi) 2. Cenab-ı Hakk'ın insanın kalbinden her sıkıntı ve darlığı çıkarıp, yerine rahatlık, genişlik verip, kendi emir ve yasaklarına uymada tam bir kolaylık ihsan etmesi ve kulun rızasını kendi kaza ve kaderine tabi eylemesi. Kur'an-ı kerimde mealen buyruldu ki: Kendilerine ilim ve hidayet verdiğimiz kimseler, ilimlerini insanlardan saklarsa, Allah'ın ve lanet edenlerin lanetleri bunların üzerine olsun. (Nisa sûre: 106)