Hayvanların zekatı ile ilgili hadisler

Konusu 'Hz.Muhammedin hadisleri' forumundadır ve Eylül tarafından 2 Haziran 2013 başlatılmıştır.

  1. Eylül

    Eylül Moderatör

    Peygamberimiz (s.a.v) 'in hayvanların zekatı hakkındaki hadisleri nelerdir?

    1991 - Sâlim, babası Abdullah İbnu Ömer'den naklen anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) (mallardan alınması gereken) zekâtlarını miktarını belirten bir kitap yazmıştı. Âmillerine göndermeden vefat etti. Resülullah onu kılıncına yakın olarak asmıştı. Hz. Ebü Bekir (radıyallâhu anh), ölünceye kadar onunla amel etti. Sonra Hz. Ömer (radıyallâhu anh) de ölünceye kadar onunla amel etti. Bu kitapta şunlar yazılı idi:

    Develer

    1) 5 devenin zekatı 1 koyundur.

    2) 10 devenin zekatı 2 koyundur.

    3) 15 devenin zekatı 3 koyundur.

    4) 20 devenin zekatı 4 koyundur.

    5) 25'e ulaştı mı 35'e kadar, zekat bir bintu mehaz'dır.

    6) 36'ya ulaştı mı 45'e kadar, zekat bir ibnu lebun'dur.

    7) 46'ya ulaştı mı 60'a kadar, zekat bir hıkka'dır.

    8) 61'e ulaştı mı 75'e kadar, zekat bir ceza'a'dır.

    9) 76'ya ulaştı mı 90'a kadar, zekat 2 ibnetu lebûn'dur.

    10) 91'e ulaştı mı 120'ye kadar, zekat 2 hıkka'dır.

    11) Deve 120'den fazla ise zekat her elliye bir hıkka; her kırka bir ibnetu lebûn zekat gerekir.

    Koyuna Gelince

    12) 40'a ulaşınca 120 koyuna kadar zekatı 1 koyundur.

    13) 121'e ulaşınca 200 koyuna kadar zekatı 2 koyundur.

    14) 201'e ulaşınca 300 koyuna kadar zekatı 3 koyundur.

    15) 300'ü aştı mı her 100 koyuna bir koyun zekat düşer, yüzden aşağıda kalan küsurata zekat düşmez.

    16) Zekat korkusuyla müctemi (birleşik) olanlar ayrılmaz, müteferrik (ayn) olanlar da birleştirilmez.

    17) İki ortağın malından alınan zekatta, her ikisi de adalet üzere birbirlerine müracaat ederler.

    18) Zekât olarak, çok yaşlı ve ayıplı olan hayvan alınmaz.

    19) Zühri der ki: "Zekatı almak üzere memur geldiği vakit, koyunlar üç sınıfa ayrılır: Üçte biri kötü, üçte biri iyi, üçte biri de vasat. Zekat memuru, zekat payını vasat kısmından alır." Zühri, sığırdan bahsetmez."

    Tirmizi, Zekat 4, (621); Ebu Davud, Zekat 4, (1568, 1569, 1570); İbnu Mace, Zekat 9, (1798).

    1992 - İbnu Mes'üd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Her otuz sığır için erkek veya dişi bir tebî' zekât verilir. Her kırk sığır için de bir müsinne zekât verilir."

    Tirmizi Zekat 5, (622).


    1993 - Hz. Muâz (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissâlatu vesselâm) beni Yemen'e gönderdi ve bana: "Her otuz sığırdan bir erkek veya dişi buzağı (tebi'a), her kırktan bir müsinne, her bir bülüğa eren şahıstan bir dinar veya o değerde muâfiri (adındaki bir giyecek) almamı" emretti."

    Tirmizi, Zekât 5, (623); Ebü Dâvud, Zekât 4, (1576, 1577, 1578); Nesâi, Zekât 8, (5, 25, 26). Metnin lafzı Tirmizi'ye aittir.


    1994 - Süfyân İbnu Abdillah es-Sakafi (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallâhu anh) kendisini zekât tahsildarı olarak göndermişti. Gittiği yerde kuzuları halkın addedip, sayıya dâhil etmedi. Kendisine: "Kuzuları bizden sayıp, onlardan bir şey almıyor musun?" dediler. (Medine'ye geri dönüp) Hz. Ömer (radıyallâhu anh)'e uğrayınca, durumu ona anlattı. Hz. Ömer: "Evet kuzuyu onlara iade edersin, çoban onu götürür, tahsildar almaz. Eküle (denen hususi şekilde kesip, yemek için beslenmiş) olanı, Rübbâ (denip sütü için evde beslenmekte) olanı, Mâhız (denen hâmile) olanı, (teke koç gibi) döl alınan davarı zekât olarak almaz. Ceza'a'yı (beş yaşına basmış deve), seniyye'yi (altı yaşına basmış deve) alır. Bu, davarın iyisi ile düşüğü arasında orta halli olanıdır."

    Muvatta, Zekât 26, (1, 265).


    1995 - Amr İbnu Şuayb an ebihi an ceddihi tarikiyle anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Zekâtta ne ayağa getirtme, ne uzağa gitme vardır. Zekâtlar evlerinde alınır."

    Muhammed İbnu İshak bunu şöyle açıklamıştır: "Zekât mükellefi, zekâtını tahsildarın ayağına getirmez. Tahsildar da mükellefin uzaktaki (tarla, ağıl, yayla vs. gibi) yerlerine gitmez. Zekâtlar mükelleflerin ikâmet mahallerinde alınır."

    Ebü Dâvud, Zekât 8, (1591,1592).


    1996 - İmrân İbnu Husayn (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissâlatu vesselâm) buyurdular ki: "İslâm'da ne (zekâtı) ayağa getirme, ne (zekât için uzağa gitme, ne de şiğar (mehre bedel nikahlama) vardır."

    Nesâi, Nikâh 60, (6,111).