Osmanlı Devletinde büyüyen alim, veli ve büyük hattatlardan.1642 senesin'de İstanbul'da dünyaya gelmiş Babası haseki Sultan Camii müezzini Ali efendidir. Hâfız Osman, kırk yaşına kadar Şeyh Hamdullah'ın usulünde yazı yazmaya devam etti. 1679 (H.1090) Yılında sülüs ve nesihte kendi usulünde eserler vermeye başlamıştır. Şeyh Hamdullah'ın yedinci asır hattatlarından Yâkut-ül-Musta'sımî'yi unutturduğu gibi, Hafız Osman'ın ünü de beş sene gibi kısa bir süre içerisinde Şeyh Hamdullah'ı insanların zihninden sildi. Hat'tan (güzel yazıdan) bahsedilen her yerde Hâfız Osman akla gelirdi. Devrin ileri gelen hattatlarından Ağa kapılı İsmail Ağa, Hâfız Osman Efendinin üstünlüğünü kabûl ederek; "Hüsn-i hattı biz bildik, Osman Efendi yazdı" derdi. Zamanın padişahı Sultan İkinci Mustafa Hana 1694 senesinde hat dersleri vermeye başladı. Hâfız Osman Efendi, Padişahın arzu ettiği yazıları yazar, Padişah da o yazıları taklit ederdi. Hâfız Osman Efendi yazı yazarken, Padişah hokkasını tutardı. Sultan Üçüncü Ahmed Hân da, Hâfız Osman'ın hat dersi verdiği talebeleri arasındaydı. 1698 (H.1110) yılın'da İstanbul'da vefat edip, müdavimi olduğu Kocamustafapaşa'daki Sünbül Efendi Dergahı bahçesinde defnedildi.