HANÎF: Sapıklıktan, yanlış inanışlardan Hakk'a, doğruya meyleden, dönen, müslüman. İslamiyet'ten önce Arabistan'da putlara tapmayıp, hazret-i İbrahim'in dîni üzerine bulunanlara verilen isim. Çoğulu hunefa'dır. Allahü teala Kur'an-ı kerîmde mealen buyurdu ki: İbrahim ne yahûdî idi, ne de hıristiyan idi. O hanîf idi. (al-i İmran sûresi: 67) Hanîflerin en meşhûrlarından birisi Arab hatîblerinden olan Kus bin Saide'dir. Onun Mekke-i mükerremede kurulan Ukaz panayırında meşhûr konuşmasının bir kısmı şöyledir: Her şey fanîdir (geçicidir). Baki (devamlı olan) ancak Allahü tealadır. Birdir, ortağı ve benzeri yoktur. İbadet edilecek ancak O'dur. Evvel gelip geçenlerde bize ibret alacak şey çoktur. Büyük-küçük hep göçüp gidiyor. Giden geri gelmiyor. Kesin olar ak inandım ki, herkese olan bana da olacaktır. (Ben de öleceğim). (Ahmed Cevdet Paşa) Hanîf Dîni: Doğru yol, İslamiyet.