Hanefi Hezhebinde Cuma Namazı Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır : ( Hadisi şerif.)Müminler, Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, Allah’ı zikretmeye koşun ve alım satımı bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Dikkat edilirse ayette namaz kıldıracak kişinin durumuyla ilgili hiç bir hüküm yer almamaktadır. Cuma için davet yapılan ve ezan okunan her yerde iş, güç ve alım satım bırakılarak namaza koşmak icap eder. Ancak gerek namazın özelliği ve gerekse Peygamberin uygulamaları sebebiyle Cuma namazı için bazı özel şartlar koşulmuştur. İşte Hanefî mezhebinin, sultanın bulunmasını şart koşması böyle özel bir şarttır. Ancak bu ayette o şarta gerekçe olacak bir ifade yoktur. Cuma namazı ise, ancak cemaatle kılınan bir namaz olup münferiden, yani tek başına kılınamaz. Diğer farz namazlarda imamla birlikte bir kişinin bulunması cemaat için yeterli olduğu halde, cuma namazında cemaat olabilmek için daha fazla kişinin bulunması, yani cemaati oluşturanların belli bir sayının altında olmaması gerekir. Cuma namazı kılabilmek için gerekli asgari sayının kaç olduğu hususunda farklı görüşler bulunmaktadır. Hanefî mezhebinde, İmam Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed'e göre, cuma namazı için imamın dışında en az üç kişinin daha bulunması şarttır. Bunlar yolcu veya hasta da olsalar bu şart yerine gelmiş sayılır. İmam Ebû Yûsuf'a göre ise, imamın dışında en az iki kişinin bulunması gerekir. Cuma namazının geçerli olması için, cemaatin sayısı, İmam Ebû Hanîfe'ye göre en azından birinci rek`atın secdesine kadar aranılan asgari sayının altına düşmemeli, hiç değilse bu süre içinde imamla birlikte hazır olunmalıdır. Ebû Yûsuf ve Muhammed'e göre iftitah tekbiri alınıncaya kadar, Züfer'e göre ise ikinci rek`attan sonra teşehhüt miktarı oturuncaya kadar hazır bulunulmalıdır. Cemaati oluşturan kişiler daha önce dağılırlarsa cuma namazı geçersiz olur, yeni baştan öğle namazını kılmak gerekir.