HALVET: Yalnızlık, yalnız olarak kalma. 1. Yabancı bir kadınla yabancı bir erkeğin bir odada, kapalı bir yerde yalnız kalmaları. Bir erkek, yabancı bir kadın ile halvet ederse, üçüncüleri şeytan olur. (Hadîs-i ş erîf-Tirmizî) Allah'a ve kıyamet gününe inanan, yabancı bir kadınla, yalnız kalıp halvet etmesin. (Hadîs-i şerîf-Zevacir) Halvet haramdır. Mescid gibi dışardan içerisi görünen umûma açık yerlerde yalnız kalmak halvet olmaz. (İbn-i abidîn) 2. Tasavvuf yolunda olgunlaşmak ve ilerlemek için belli bir müddet tenhada kalma hali yalnız kalmak. Tasavvufta halvet, vuslat (kavuşma) alametidir. (Ebü'l-Kasım) Halvet Der-Encümen: Nakşibendiyye yolunda on bir esastan biri. Halk içinde Hak ile (Allahü teala ile) olmak. Kur'an-ı kerîmde mealen; "Öyle adamlar vardır ki, ticaretleri ve alışverişleri onları Allahü tealayı hatırlamaktan, anmaktan alıkoymaz." (Nûr s ûresi: 37) buyrulan ayet-i kerîme, halvet der-encümen makamına işarettir. (SeyyidAbdülhakîm Arvasî) Yolumuzun esası halvet der-encümendir. (Behaeddîn-i Buharî)