Halide Binti Esved (r. anha) kimdir?

Konusu 'İslam büyüklerinin hayatları' forumundadır ve Beyza tarafından 5 Ağustos 2012 başlatılmıştır.

  1. Beyza

    Beyza Moderatör

    Halide Binti Esved (r. anha)'nın hayatı

    Halide’nin (radıyallahu anhâ) babası Esved ibn-i Abdiyeğur, annesi Amine binti Nevfel’dir. Nebi’nin (aleyhissalatu vesselâm) annesinin kardeşi ve Efendimiz’in de teyzesi oluyordu.

    Efendimiz’in (aleyhisselâm) Mekke döneminde henüz Müslüman olmayan Halide, hicret gerçekleştikten sonra Medine’ye giderek, orada Müslüman oldu. O güne kadar Resûllullah’ı yeğeni olarak severken,Müslüman olduktan sonra O’na çok ayrı bir sevgi ve muhabbetle,“iman bağıyla” ona bağlandı. Bu bağını, biatte bulunarak pekiştirdi.Nesebi yakınlığı ile beraber, “Allah Resûlü’nün sahabîsi olma” payesine ulaşarak Resûlullah’a ebedî bir yakınlığı yakalama cehdi içine girdi.Onun Medine’ye, Resûllullah’ın yanına Müslüman olmak için gidişi şöyle nakledilir:Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), bir gün ailesinden birinin yanına uğradı. Orada bir kadını otururken gördü ve ailesine:
    – Bu kimdir, diye sordu.
    – Teyzelerinizden biridir, diye cevap verdiler.Resûlullah, uzun zamandan beri görmediği için teyzelerinden hangisi olduğunu tanıyamadı ve sordu:
    – Benim teyzelerim, yeryüzünde gariptirler (gurbette bulunuyorlar).Acaba bu hangisidir? Oradakiler:
    – Halide binti Esved’dir, dediler. Halide’nin (radıyallahu anhâ) teyzesi olarak gelişine sevinen Resûlü Ekrem’in, onun Müslüman olması karşısında sevinci katlanarak şöyle buyurdu:
    – Ölüden diri çıkaran Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ve tesbih ederim.

    Halide’nin (radıyallahu anhâ) babası Müslüman olmadan ölmüştü.Böyle birinden mümin bir evlat yaratan Cenab-ı Hakk’ı,Resûlullah (aleyhisselâm) bu duası ile tenzih ve takdis etti.

    Güzel yüzlü bir hanım olan Halide (radıyallahu anhâ), zahiri güzelliğini iç güzelliği ile bütünleştirdi. Herkes tarafından “Sâliha bir hanım”olarak biliniyordu.70 İnsanların hakkındaki bu hüsnü zannını Cenab-ı Hak katında yalancı çıkartmamak için, kabul ettiği iman gerçeği doğrultusundan ayrılmamış ve ona sımsıkı bağlı kalarak,ibadet ü taatini her an ziyadeleştirmeye çalışmıştır.