Hakikatlerin anlaşılması ve "Üsve-i Hasene" Mücerred hakikatler, ahlaki kavramlar güzel örneklerle ve örnek şahsiyetlerle anlaşılır. Kur’an-ı Kerim buna “Üsve-i Hasene” demiştir. “Yemin olsun ki Allah’ı ve ahiret gününü ümid eden ve Allah’ı çokça zikredenler için, Resulullah'da güzel bir örnek vardır.” (Ahzab Suresi, 33:21) ayeti bunu anlatmaktadır. Üsve-i Hasene, hüsn-ü misal, güzel örnek ve örnek şahsiyet anlamına gelmektedir. Peygamberler, Hz. Muhammed (s.a.v), Hulefa-i Raşidin, Sahabe-i Kiram, müceddidler, müçtehidler ve başarılı dürüst, ahlaklı ilim adamları, sanatkarlar, tüccarlar “Üsve-i Hasene” sayılırlar. İnsanlar örnek şahsiyetler ve mükemmel rehberleri örnek alarak, yollarını izleyerek, tavsiyelerine uyarak güzel ahlaka ve istikamete sahip olurlar. Yüce Allah örnek alınması, inançlarına, ibadetlerine ve ahlaklarına uyulması için Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerin hayatından çokça örnekler vermekte, mücadelelerini anlatmaktadır. Kur’an-ı Kerim “Kim peygambere itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur” (Nisa Suresi, 4:80) ferman eder. “Allah’a itaat edin, resulüne itaat edin ki rahmete mazhar olasınız.” (al-i İmran Suresi, 3:132) “Peygamber size neyi öğretirse, onu alın; neden sizi nehyederse, ondan da sakının…” (Haşr Suresi, 59:7) ayetleri peygamber ahlakına uymayı emretmektedir. Mücerred hakikatleri herkes kendi kafasına göre anladığı için istikameti Allah şahıslarla tayin etmiştir. Kur’an-ı Kerim Peygamberimizin (s.a.v) lisanı ile “Vazifem karşılığında sizden bir ücret istemiyorum; ancak istediğim Ehl-i Beytime muhabbettir.” (Şura Suresi, 42:23) ayeti de dinin koruyucuları olan Ehl-i Beytten gelen müceddidlere ve müçtehidlerin örnek alınarak onlara uyarak istikametten ayrılmamayı tavisye etmektedir. Fitne-i ahirzamanın yaşandığı zamanımızda daha ziyade iyi örneklere, örnek şahsiyetlere ihtiyaç vardır. İstikamette giden şahıslar ve teşkil ettikleri şahs-ı maneviler olmazsa istikameti nasıl sağlayacağız? Bu sebeple Bediüzzaman Said Nursi Üsve-i Hasenedir. Zübeyir Gündüzlap ve Mehmet Kutlular’ın teşkil ettiği “Meşveret Sistemi” önemlidir. Zira mücerret hakikatler, istikametli meslekler ile prensipler doğru uygulayan şahıslar olmazsa anlaşılamaz, bilinemez. Kur’an-ı Kerim “Bizi Sırat-ı Müstakime hidayet eyle” (Fatiha Suresi, 1:5) ayeti ile hidayet yoluna girmemizi istemesindeki sır ve hikmet de ancak sırat-ı müstakim ashabı olan “peygamberler, sıddıklar, şehitler ve Salihlerin” yolu olduğunu ifade etmekte ve “Onlar ne güzel arkadaşlardır” (Nisa Suresi, 4:69) diye “Üsve-i Hasene” yönüne işaret etmektedir.