Hakikat nedir

Konusu 'İslami sözlük' forumundadır ve Lasey tarafından 12 Mart 2017 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    HAKÎKAT:
    1. Bir lafzın (sözün) asıl manası.
    Aslan denilince, bilinen yırtıcı hayvan kastedilir, bu manada kullanılırsa, hakikat olur, cesur insan manasında kullanılırsa, mecaz yani hakîkî manasının dışında kullanılmış olur. (Molla Hüsrev)
    2. Gerçek.
    Fizik ve kimya reaksiyonlarında maddenin yok olmadığı bugün kesin olarak bilinmektedir. Lavoisier adındaki Fransız kimyageri; "Kimya tepkimelerinde, madde gayb olmaz ve yoktan meydana gelmez." hakîkatini tecrübe ile isbat etmiş ise de, her şeyin kimy a tepkimesi, kimya kanunu ile yapıldığını zan ederek; "Tabiatta bir şey yaratılmaz ve hiçbir şey yok edilemez" demiştir. Bugün, yeni keşf edilen çekirdek olayları, nükleer reaksiyonlar, maddenin enerjiye döndüğünü, yok olduğunu, Lavoisier'in aldanmış olduğunu göstermektedir. (M. Sıddîk bin Saîd) Alan sensin veren sensin kılan sen, Ne verdinse odur dahi nemiz var. Hakîkat üzre anlayıp bilen sen, Ne verdinse odur dahi nemiz var.
    (Azîz Mahmûd Hüdayî)
    3. Kötülüklerin kalbden tekellüfsüzce, zorlanmadan gitmesinin gerçekleşmesi, fena(Allahü tealadan başka her şeyi unutma) mertebesi.
    Tarîkat ve hakîkatten maksat, ihlası (her şeyi Allahü tealanın rızası için yapma halini) elde etmektir. (İmam-ı Rabbanî)
    Şerîatin (dînin) emirlerini yapmak, tarîkatin ve hakîkatin hallerine kavuşmak, hep nefsin tezkiyesi, yani temizlenmesi ve kalbin tasfiyesi yani parlaması içindir. Nefs temizlenmedikçe ve kalb Allahü tealadan başkasının sevgisinden selamet bulmadıkça, kurtulmadıkça hakîkî îman hasıl olmaz, ele geçmez. Felaketlerden, azablardan kurtulmak için, hakîkî îmana kavuşmak lazımdır. (İmam-ı Rabbanî)
    4. Mahiyet.
    Kur'an-ı kerîmde bulunan bilgiler üç kısımdır: Bir kısmını, hiçbir kuluna bildirmemiştir. Zatının ve sıfatlarının hakîkati ve gaybden haber vermek böyledir. İkinci kısım, yalnız peygamberlerine bildirdiği esrar (sırlar)dır. Üçüncü kısım bilgileri, pe ygamberine bildirmiş ve bütün ümmetine bildirmesini emretmiştir. (Hadimî)

    Hakîkat-i Camia:
    Toplayıcı hakîkat. Tasavvufta kalb.
    İnsan, alem-i kebîrde yani insan dışında bulunan her şeyi kendinde topladığı için, mahlûkların en kıymetlisi olduğu gibi, hakîkat-ı camia olan kalb de alem-i sagîrdeki yani insanda bulunan her şeyi kendinde topladığı için çok kıymetlidir. (Ahmed Farûkî Serhendî)
    İnsan çeşit çeşit şeylere bağlı kaldıkça, kalbi temizlenemez. Pis kaldıkça seadetten, mutluluktan mahrûmdur, uzaktır. Hakîkat-ı camia denilen kalbin Allahü tealadan başka şeyleri sevmesi, onu karartır, paslandırır. Bu pası temizlemek lazımdır. Temizl eyicilerin en iyisi, sünnet-i seniyye-i Mustafaviyyeye (Peygamber efendimizin bildirdiklerine) uymaktır. Sünnet-i seniyyeye tabi olmak, uymak, nefsin adetlerini (alışkanlıklarını), kalbi karartan isteklerini yok eder. (Ahmed Farûkî)