Hafsa Binti Ömerhayatı özeti Hz. Hafsa'nın İslâm'ı ne zaman kabul ettiği bilinmemektedir. Hz. Ömer'in İslâm'ı kabulünden sonra bütün aile ve yakınlarının müslüman olduğu bilgisinde yola çıkılarak onun da babası ile birlikte müslüman olduğu biliniyor. Hz. Hafsa daha önceleri Huneys bin. Huzafe, es-Sehmî ile evlenmişti. Huzafe Habeşistan'a hicret eden müslümanlardandır. Hz. Hafsa'nın da bu hicrete katıldığı yolunda rivâyetler bulunmaktadır. Habeşistan'dan dönen Huzafe daha sonra eşi Hz. Hafsa ile birlikte Medine'ye göç etmişti. Hz. Huneys bin. Huzâfe, Uhud savaşına katılmış ve ciddi biçimde yaralanmıştı. Bu yara sonucu Medine'de şehid oldu. Hz. Hafsa beyinin yarasını bizzat kendisi tedavi etmiştir. Vefatına bir hayli üzülmüştü . Nihayet Hz. Ömer dul kalan kızını Hz. Ebû Bekr'e nikâhlamak istedi. "İstersen Ömer'in kızı Hafsa'yı sana nikâhlayayım şeklindeki teklif, Hz. Ebû Bekir tarafından cevapsız bırakıldı. Hz. Ömer, bu kez de Hafsa'yı o günlerde eşi Rasûlullah (s.a.v)'in kızı Rukiyye vefat ettiği için yalnız olan Hz. Osman'a teklif etti. Eşinin vefatından dolayı üzüntü içindeki Hz. Osman'a İstersen sana Ömer'in kızı Hafsa'yı nikâhlayayım dedi. Hz. Peygamber'in kızı Ümmü Gülsüm ile evlenmeyi uman Hz. Osman, bir süre düşündükten sonra, Şu günlerimde evlenmem doğru değil diyerek özür diledi. Gerçek bir müslümana yakışacak bir davranışla kızını bir mü'mine nikâhlamak için çaba harcayan Hz. Ömer, neticeye ulaşamayınca büyük bir üzüntü içinde Hz. Peygamber'e gitti. Söz arasında Ya Rasûlullah, Osman'a şaşıyorum. Hafsayı nikahlamayı teklif ettim, yanaşmadı diye dert yanınca Hz. Peygamber, Sana Osman'dan daha hayırlı bir damad, Osman'a da senden daha hayırlı bir kaynata tavsiye edeyim mi?" dedi. Hz. Ömer, evet ya Rasûlullah deyince Sen kızın Hafsa'yı bana nikâhlarsın, ben de kızım Ümmü Gülsüm'ü Osman'a nikahlarım buyurdu. Bu teklif karşısında bütün dünyalar Hz. Ömer'in olmuştu. peygamberimiz(s.a.v) ile akrabalık kurmak hususunda büyük bir istek duymasına rağmen teklif etmek cesaretini gösteremiyordu. Çünkü Hz. Hafsa, Hz. Âişe'nin deyimiyle, tam babasının kızı idi,yani biraz sertti.peygamberimiz (s.a.v) ise bu teklifi ile Hz. Ömer'in duyduğu şiddetli arzuyu gerçekleştirerek hem aralarındaki yakınlığı pekiştirmek, hem de onun İslâm'a yaptığı hizmetleri ödüllendirmek istemişti. peygamberimiz (s.a.v) ile Hz. Hafsa'nın düğünleri hicrî üçüncü yılın ortalarında yapıldı. Hz. Peygamber (s.a.v) Hz. Hafsa'ya dörtyüz direm, yani 1188 gram gümüş' mehir verdi. Hz. Peygember Hafsa'yı bir ara boşamak istemiş ancak Cebrail'in "O çok oruç tutan çok namaz kılandır. Senin cennette de zevcendir" emriyle talaktan geri dönmüştür. Hz. Peygamber'in eşleri içerisinde birbirleriyle en iyi anlaşanları Hz. Hafsa ile Hz. Âişe idi. Hatta ikisinin sebeb oldukları bir takım olaylar üzerine et-Tahrîm Sûresi gelmiş ve bununla tövbeye davet edilerek ikaz edilmişlerdi. Hz. Hafsa, Rasûlullah (s.a.v)'in irtihalinden sonra son derece mütevâzî ve dindarca bir hayat sürmüştür. Kendisinden, bir kısmını doğrudan Rasûlullah'tan, bir kısmını da babasından aldığı altmış hadîs rivâyet edilmiştir. Okuma yazma bilen Hz. Hafsa hicretin 45. yılında vefat etmiş ve cenaze namazını zamanın Medine valisi Mervân kıldırmıştır. Bir rivâyete göre 41. hicrî yılda vefat etmiştir.