Şâşkınlık ifadesiyle dahi olsa gıybete kulak vermek de gıybettîr. Zira bu hayretini, gıybet edenin keyfi gelsin de devam etsin diye açığa vurmaktır. Bu yolla, gıybet edenin içindekileri döktürür ve "Hayret! Ben onun böyle olduğunu bilmiyordum, şu zamana kadar onu hayırlı kimse olarak bilirdim Allah Azze ve celle bizi obeladan korusun..." der. Bütün bunlar gıybet edeni tastik etmek olup hepsi gıybete girmektedir. Hatta yanında yapılan gıybete ses çıkarmayan kimse de gıybete ortaktır Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Gıybeti dinleyen de gıybetçilerden biridir". "Allah Rasulü,gıybeti ve onu dinlemeyi yasakladı".(Terabani) Gıybeti işiten ne yapmalı? Gıybeti işiten, diliyle karşı çıkmadığı ya da korkuyorsa kalb iyle nefret etmediği müddetce o günaha ortaktır. Sözü başka bir kelamla bölmeye ya da oradan kalkıp gitmeye gücü yettiği halde, yapılan gıybete karşı bir tavır almazsa, günaha ortak olur. Diliyle "sus" diyor, ancak kalbiyle etmesini arzuluyorsa bu münafıklıktır. Kalbiyle nefret etmediği müddetce günahtan kurtulamaz. Eliyle sus diye etmesi ya da kaşlarını çatıp anlını kırıştırması yeterli değildir. Bu davranış gıybeti yapılanı önemsememektedir. Aksine gıybeti yapılana kıymet verip açıkça müdefaa etmelidir. Allah Resulü şöyle buyurmuştur: "Her kim, yanında bir müminin kötülüyor, o dagücü yettiği halde kardeşine yardım etmiyorsa, Allah onu kıyamet günü mahlukatın önünde rezil eder".(Taberani,el-Mu'cemü'l-Kebir,6/89;Ahmet,Müsned,3/487)