Gıybet İle İlgili Özlü Sözler (I)Gıybet olunan kimse, bedeninde, nesebinde, ahlakında, işinde, sözünde, dininde, dünyasında, hatta elbisesinde, evinde, hayvanında bulunan bir kusur, arkasından söylendiği zaman, bunu işitince üzülürse, gıybet olur. Duyunca üzüleceği bir sözü yüzüne karşı da söylemek günahtır. Her dedikodu, orada olmayan biri hakkında yapılıyorsa, inanılmayacak kadar tatlı değil midir? İnsanların dedikodularından uzak kalabilirsek, kendimiz de rahatlamış oluruz. Kişiyi iyi tanırsan kimseyi inandıramazsın Ama kötülersen herkesi inandırırsın. Sevdiğimiz kişilerle konuşurken öyle konuşmalıyız ki, yarın onlarla dost olduğumuzda söylediklerimizden utanmayalım, Kardeşinin dahi hoşlanmadığı bir şeyden başka yerde bahsedilirse bu da dedikodudan sayılır. 3 kişinin gıybeti olmaz Bunlar: -Nefsinin arzularına uyanlar, -fıskını ilan edenler, -zalim hükümdarlar Bir kimse başkasını ayıplayarak gıybetini yaparsa, kendisi de aynı şekilde ayıplanarak gıybete maruz kalır! Dünyada en kolay şey dedikodu yapmak en zor şeyse kendini tanımaktır. Dünyada kendi hakkında konuşulmaktan daha kötü bir şey vardır: Kendi hakkında konuşulmamak, Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz? Kardeşinizin hoşlanmayacağı şeyler ile onu anmanızdır. Hadis-i Şerif Başkalarının sözlerini sana taşıyan bir kimse, bil ki senin sözlerini de onlara taşıyordur Hasan-i Basri Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz Dedikodu basit ruhlu insanların eğlencesidir. Dedikodu dinleyen dedikodu yapan kadar hatalıdır. Dedikoducu, tüccar gibi aldığı lafı hemen satmak zorundadır. Hz. Ebu Hüreyre (r.anh) anlatıyor: “Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki: Gıybet eden ve dinleyen, günahta ortaktırlar Hadis-i Şerif Başkalarını kötülemek için yapılan dedikodudan duyulan zevk, başkalarını düşürdüğümüz ölçüde kendimizi yükselttiğimizi sanmaktır Başkalarının dedikodusunu yapan bir gün senin de dedikodunu yapar. Başkalarının sizi giybet etmesinden kederlenmeyiniz Zira gıybet eden, farkında olmayarak size iyilik etmiş olur. Hz. Aişe (r.anh) anlatıyor: "Ey Allah’ın Resulü, sana Safiyye’deki şu şu hal yeter!" demiştim. (Bundan memnun kalmadı ve) "Öyle bir kelime sarfettin ki, eğer o denize karıştırılsaydı (denizin suyuna galebe çalıp) ifsad edecekti" buyurdu. Hz. Aişe ilaveten der ki: "Ben Resulullah (s.a.v.)'e bir insanın (tahkir maksadıyla) taklidini yapmıştım. Bana hemen şunu söyledi: "Ben bir başkasını (kusuru sebebiyle söz veya fiille) taklid etmem. Hatta (buna mukabil) bana, şu şu kadar (pek çok dünyalık) verilse bile!"