Gelenbevi İsmail Efendi Kimdir? Gelenbevi İsmail Efendi (1791) Osmanlı Devleti’nin gerileme dönemlerinde yaşamış olmasına rağmen parlak zekası, ilmi kudreti ve özellikle matematik ve geometri sahasında yaptığı çalışmalarla kendini gösteren Gelenbevi İsmail Efendi 1730 yılında bugünkü Manisa ili’ne bağlı Gelenbe ilçesi’nde doğmuştur. Babası ve dedesi yörenin tanınmış ilim adamlarındandır. Küçük yaşta yetim kalması sebebiyle tahsiline 10-12 yaşında başlamış, İlk eğitimini bulunduğu çevrede aldıktan sonra İstanbul’a gelerek Fatih Medresesi’ne girmiştir. Burada değerli ilim adamlarından akli ve nakli ilimleri öğrenen İsmail efendi, memleketi Gelenbe sebebiyle “Gelenbevi” adıyla meşhur olmuştur. Gelenbevi İsmail Efendi KimdirMedrese tahsilini bitirdikten sonra da ilmi çalışmalarını sürdüren ve genç denilebilecek bir yaşta müderris olan Gelenbevi, Bahriye mühendislik Mektebi’nde matematik dersleri okumuş, Osmanlı topraklarının isabetli atışlar yapması için yaptığı hesaplar sebebiyle sultan III. Selim tarafından ödüllendirilmiştir. O, bir Avrupalı bilginin İstanbul’a getirdiği bazı logaritma cetvellerinin nasıl kullanılacağına dair “Şerh-i cedail-i ensab” isimli önemli bir şerh yazdıktan sonra batı dünyasında da tanınan bir şahsiyet olmuş, bu vesile ile bir de portresi yapılmıştır. Gelenbevi’nin cebir, matematik, mantık, felsefe, astronomi, kalem ve tasavvufa dair 35 eseri vardır. Devlet ricalinden bazı kimselerin kıskançlıkları sebebiyle, kadı olarak vazife yaptığı Mora’daki Yenişehir’de, geçirdiği bir felçten kurtulamayarak, 1791 yılında vefat etmiştir.Gelenbevi İsmail Efendi KimdirGelenbevi’nin Çocukluğundan; Ataları Gelenbe kasabasında müfti ve müderrislik yapmışlardı. Kendisi ise küçük yaşta yetim kaldığından tahsiline başlayamamıştı. On iki-on üç yaşlarında bulunduğu sıralarda bir gün sokakta çocuklarla ceviz oynuyordu. Bunu gören baba dostlarından biri; “Çok yazık! Ata ve ecdadın büyük alim ve ilim sahibiyken, sen sokaklarda dalgınlık ve başıboşluk içinde oyun oynuyorsun!” demesi üzerine, oyunu terk ederek o günden itibaren ilim tahsiline başlamıştı. Sonra İstanbul’a gelerek Yasinzade ve diğer alimlerden ilim tahsilini tamamlayarak, bütün gayret ve çalışmalarını insanların yükselip, kemal sahibi olmaları için harcadı. 1763 senesinde müderrs oldu. Aynı zamanda hocası ayaklı kütüphane ismi ile anılan Müftizade Mehmed Efendinin evinde araştırma tarzında tahsile devam etti.