Fatih Sultan Mehmed'ten İnce Sözler Fatih Sultan Mehmet En ünlü Sözleri Sırrıma sakalımın bir tek telinin vakıf olduğunu bilsem, sakalımı kökünden keserim. Benim kudretimin ulaştığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz. Biz toprakları değil gönülleri feth etmeye gidiyoruz. Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz. Bir gece ansızın gelir krallığınızı imparatorluğuma katarım. Ey Konstantiniye! Ya sen beni alırsın, ya ben seni alırım. İmkanın sınırını görmek için imkansızı denemek lazım. Allah bu milleti elli yıldan fazla rahata koymasın, alıştırmasın. Baykuştan Korkumuz Yok! Biz Ki, Şahinler Sürüsü. Düşmandan yüz çevirmek korkaklıktır. Benim ikbalim yücedir. Talihsizlik ise düşmanın nasibidir. Düşmanı tanımak, tehlikeyi bertaraf etmek demektir. İstanbul'u niçin fethettiklerini sorduklarında önce o benim gönlümü fethettiği için Hekimler niçin bana kıydınız. Son Sözleri. Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim! Baykuştan pervâmız yok, biz şahinler sürüsüyüz. Eğer kanım ile yükselecekse Hz.Muhammed'in dini; durmayın kılıçlar doğrayın beni. Evet, padişah benim. Ancak siz yine de çiçekleri ona veriniz. Çünkü kendisi benim hocamdır. Şeyhim Akşemseddin Hazretleri İle Beraber Yaptığım Zikrin Lezzetine Dünyaları Bile Değişmem. Eğer Şeyhim İzin Verseydi Zikir Yolunu Tercih Eder, Saltanatı Terk Ederdim. Eğer padişah siz iseniz, devletimizin bu zor gününde ordumuzun başında olmamanız törelerimize uymaz. Yok, eğer padişah ben isem, işte size emrediyorum, geliniz ve derhal ordularımın başına geçiniz. Allah beni bu şehrin halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Burayı Makedonyalılar Taselyalılar ve Moralılar almışlardı. Biz bunların bizlere karşı kötü davranışlarının intikamını yıllar geçmesine rağmen torunlarından aldık. Ben ki İstanbul Fatihi abd-i aciz Fatih Sultan Mehmed, bizatihi alın terimle kazanmış olduğum akçelerimle satın aldığım İstanbul’un Taşlık mevkiinde kain ma’lümu’l-hudud olan 136 bab dükkanımı aşağıdaki şartlar muvacehesinde vakf-ı sahih eylerim. Şöyle ki. Bu gayr-i menkulatımdan elde olunacak nemalarla İstanbul’un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim. Bunlar ki, ellerinde bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezeler. Bu sokaklara tükürenlerin tükrükleri üzerine bu tozu dökeler ki yevmiye yirmişer akçe alsınlar; Maazallah herhangi bir gıda maddesi buhranı da vaki olabilir. Böyle bir hal karşısında bırakmış olduğum 100 silah ehl-i erbaba verile. Bunlar ki hayvanat-ı vahşiyyenin yumurtada veya yavruda olmadığı sıralarda Balkanlara çıkıp avlanalar ki zinhar hastalarımızı gıdasız bırakmayalar.