Hayatımız boyunca beyaz atlı bir prens bekledik” diyor ünlülerden biri. “O prensin gelmeyeceğini kimse bize söylemedi. Bekledik bekledik vazgeçtik…” Masalla gerçeği karıştırsak da evlilikten konuşmayı evliliğe yöneltmeyi seviyoruz toplum olarak. Bilhassa sosyal, bireysel ve psikolojik boyutları açısından evlilik tavsiyesi başta Efendimiz’in (s.a.v) bir sünneti. Efendimiz (s.a.v) “Sizden kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin, çünkü evlenmek gözü haramdan daha çok saklar, iffeti de korur” buyurarak evliliğin hem aile hem bireye dönük vasfına işaret ediyor. Günümüzde evliliği tavsiye eden bilinçli abi ve ablalarımız özellikle eş seçiminde dinimizin ön gördüğü kriterlerden de bahsetmeyi bir vazife görüyorlar. Haliyle, gün geçtikçe boşanma oranlarının artması ailenin önemini bilen herkesi endişelendiriyor. Boşanmaları frenleyecek en ideal çözüm evlendirilecek kişilerde dinimize göre aranacak vasıfları daha ön plana çıkarma gayreti olacak. Yanı sıra evliliğin, ailenin ve çocuk yetiştirmenin yükünü omuzlayacak olgunlukta olmak da hayli önemli. Bu durumda evlecek gençlerin aklına gelen ilk soru “Hangi yaşta evlenilmeli?”, “Buluğa erme evlenme yaşı için yeterli midir?” oluyor. BULUĞ ÇAĞI YAŞA MI İŞARET EDER, RUHSAL OLGUNLUĞA MI? Evlilik yoluyla ilgi görme, toplumsal bir statü kazanma isteği ve aşkın büyüsü özellikle 15-16 yaşlarındaki genç kızları cezbeder. Bu gençler en çok da bir “ideal” sahibi olma konusunda zorluk yaşamaktadır. Okuma, kendini geliştirme gibi ileriye dönük tasarımlardaki boşluklarını evlenme hevesi doldurur. Evliliği kısa yoldan hayata atılma, değer görme, statü kazanma aracı görürler. Okulu bırakır, evlilik diye tutturur, aşkın büyüsüyle ailelerine baskı yaparlar. “Evlilikten, eşinden beklentilerin nelerdir? Çocuk yetiştirme hususunda neler biliyorsun?” sorularıyla karşılaşınca gerçeklerin farklı olduğu ayrımını görseler de ayılamazlar. Medeni hukuka göre gençler ancak 18 yaşını bitirdikten sonra evlenebilir. Dinimizin belirttiği olgunluk kriteri de benzer yaşları işaret eder. Evlilik yaşı “buluğa erme” ifadesiyle anlatılır. Evlenme yaşının alt limitinde “reşid” olma ve “buluğ” önemlidir ancak her genç için bu kriter yeterli midir? İşte asıl mesele. Reşit olmak, hukuki anlamda kişinin erginliğe erişmesidir. Kişilerin kendi davranış ve işlemleri ile kendi adına haklar ve borçlar meydana getirebilme olgunluğuna reşit (ergin) olmak denir. “Reşit” kelimesinin diğer anlamları ise, doğru yolu tutan, iyi hareket eden ve akıllı olan gibi vasıflar içerir. Reşid olan kişide aranan kriterler başka bir tanımlamaya göre; işlerini düzgün yürüten, malını koruma konusunda dikkatli olan, gereksiz harcamalardan ve israftan sakınan gibi aklı başında bir kişiden beklenebilecek davranışlardır. Dolayısıyla buluğ döneminde olan ve evlenmeyi düşünen bir gençte karakter ve ruh olgunluğu bakımından bu özellikleri de aramak yerinde olur. Dr. Dilaver Selvi’nin yorumu konuyu etraflıca açıklamaya yetiyor. Selvi, “Bir gencin evlilik çağına geldiğini düşünmek için onda ‘buluğ’, ‘küfüv’ (denklik) ve ‘kabiliyet’in gelişmiş olması şartını aramak gerekir” diyor. Ayrıca Dr. Selvi, buluğ çağına gelen çocukta fiziki olgunluk kadar ruh olgunluğunun da bulunması gerektiğini belirterek evlilikteki 3 ana unsura vurgu yapıyor: “Bunlar; evlenecek genç kız açısından annelik, ev idaresi ve vücudun çocuğu taşıyabilecek güç ve olgunluğa erişmesidir. Gençlerin karşılaşacağı en büyük sorun evlilik yoluyla dahil olacağı ailenin kültürüne, çevresine uyum sağlayabilmeleridir. Kişi bu uyumu gerçekleştirdiğinde evlilik ve çocuk eğitimine ilişkin kabiliyetleri de gelişecektir. Kültürel uyum ancak gençler arasında denklik yoluyla sağlanabilir. Eğer genç bünye-eğitim ve çevre itibarıyla evlilik yükünü taşıyamayacak durumdaysa ona evlilik tavsiye edilmez.” Gençlerin çocuk eğitimiyle ilgili donanımı hususunda ise Selvi, kadının çocuğun bakımıyla ilgili mesuliyetine, erkeğin de çocuğun ve kadının geçimini temin ile birlikte çocuğun eğitiminden sorumlu olduğuna değiniyor. Buluğa erdi diye evlenebilecek gözüyle bakılan 15-16 yaşlarındaki çoğu günümüz gencinde bu ideal özellikleri bulmaya çalışmak hayli güç. Bu yaşlarda evlendirildikleri takdirde evlilik uyumu ve sorumluluklarında aile büyüklerinin yapıcı tutumlarına büyük ölçüde ihtiyaç duyuyorlar. Meral UZUNAY kaleme aldı,