Er-Reşid Esması İle Hakka Münacat Ulaştırırsın menzile, vîrânı âbâd edersin, Diler isen mahzunları lûtfun ile şâd edersin, Gösterirsin doğru yolu kullarına ey er-Reşîd; İlâhî nizâm içinde, yön verip irşâd edersin... Yârabbi... Yönlendirensin, Mürşid gönderirsin doğru yolu göstermeye, Çıkarırsın darlıktan ferahlığa... Eğer ki uzatmıyorsam yakan ateşe elimi, Veren sensin Yâ İlâhî, akl-ı selimi... Bırakmazsın sıkıntıda hiç bir kulunu, Aydınlatırsın nurunla hidâyet yolunu... Sevk-i tabiî verensin bunca kurda kuşa, Götüren sensin Yârabbi, bizi kurtuluşa... Yönelecektir mutlaka her şey döne döne, Senin gösterdiğin yöne... Dönüp, dururken içinde binbir vesvesenin, Elbette irşâd eden güç, Yâ İlâhî senin... Yönelt İlâhî dergâha, lûtfunla sen bizi, Şaşkın ve perişanız yönlendirmezsen bizi... O engin denizlerde yol gösteren balıklara, Tutunduran midyeleri o kaygan kayalıklara Sensin Yâ İlâhî... Sensin vantuzla süsleyen ahtapotun kollarını, Sensin turnaya gösteren havada göç yollarını... Sensin küçük karıncaya Yuvasını bulduran güç, Yerden göğe varıncaya Olmazları olduran güç... Sen ki şaşkın kullarını doğru yola sevkedensin, Aklı veren, yol gösteren yine sensin... İsabetlidir her işin, Dönüşünü bilirsin cümle gidişin. Şaşıyor verdiğin akıl, bu serazat hıza Yârab, Yetişen sensin şaşkınlığımıza Yârab... Hüküm senindir İlâhî, Şu aklın hükmü ne ola İrşâd eyle bizi Yârab, yönelt sana gelen yola... Erdir İlâhî lûtfuna, eyle şu mahzun gönlü şâd,, Sensin er-Reşîd Yârabbi, sensin eyleyen irşâd..