ANNELER GÜNÜ ANAMA Dokuz ay koynunda gezdirdi beni Ne cefalar çekti ne etti Anam Acı tatlı zahmetime katlandı Uçurdu yuvadan yürüttü Anam Anaların hakkı kolay ödenmez Analara ne yakışmaz ne denmez Kan uykudan gece kalkar gücenmez Emzirdi salladı uyuttu Anam Doğurdu beni Sivas ilinde Sivralan Köyünde tarla yolunda Azığı sırtında orak elinde Taşlı tarlalarda avuttu Anam Ben yürürdüm Anam bakar gülerdi Huysuzluk edersem kalkar döverdi Hemen kucaklayıp okşar severdi Çirkin huylarımı soyuttu Anam Çocuğudum Anam bana ders verdi Okumamı çalışmamı on gördü Milletine bağlı ol da dur derdi Vatan sevgisini giyitti Anam Tükenmez borcum var Anama benim Onun varlığından oldu bedenim Kimi köylü kızı kimisi hanım Ta ezel tarihte kayıtlı Anam Veysel der kopar mı Analar bağı Analar doğurmuş ağayı beyi İşte budur sözlerimin gerçeği Okuttu öğretti büyüttü Anam Âşık Veysel'i Âşık Veysel ANNEMLE HASBİHAL Anne, zannetme ki günler geçti de Değişti evvelki hissim gitgide! Bir hırçın çocuğum, değişmez huyum; Seneler geçse de ben yine buyum! Senden umuyorum teselli yine! Bugün şefkatine, muhabbetine Zanneder misin ki yok ihtiyacım? Belki eskisinden daha muhtacım! Dünyanın tükenmez kederlerinden Kalbim kırılsa da böyle derinden, Hayatım büsbütün ye'se kapılmaz. Teselli bulurum içimden biraz O derin sevgini hatırlarım da! Her gece hıçkıran dudaklarımda Hasretle anılan senin adın var. Beni aldatmadı, sevdi daima! Gittikçe ruhumu saran bu humma Başka sevgilerden yadigâr, anne! Sevmeyen sevenden bahtiyar, anne! Sorma ki başımdan çok şey geçti mi? Ah, eğer anlatsam sergüzeştimi! Nasıl terk edildim, nasıl atıldım; Anne aldatıldım, ah aldatıldım, Belki her zamandan fazla severken. Bir lahza bahtiyar olayım derken, Bilmezsin kaç gece böyle ağladım! Şimdi tecrübem var, artık anladım: Aşk, o bir masalmış, yalanmış meğer! Seven bir kalp için sığınacak yer Yalnız o kucakmış, yalnız o dizmiş... İnsanlar ne kadar merhametsizmiş. Orhan Seyfi Orhon UNUTTUM, NASILDI ANNEMİN YÜZÜ Unuttum, nasıldı annemin yüzü Unuttum, sesi nasıldı annemin. Gece bir örtü olsun anılardan Kara yüreğime örtüneyim. Unuttum, nasıldı annemin gülüşü Unuttum, nasıldı ağlarken annem. Yaşam sallasın kollarında beni Küçücük oğluyum onun ben. Unuttum, elleri nasıldı annemin Unuttum, gözleri nasıldı bakarken. Kuru ot kokusu getirsin rüzgâr Yağmur usulcacık yağarken. Ataol Behramoğlu ANNE NE YAPTIN? Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı? Sanki karnında fazla yaramazlık mı ettim? Senden istemiyordum ne tacı ne sarayı Karnında yaşıyordum kâfiydi saadetim. Bir kere doğurdunsa sonra niçin büyüttün? Kundakta beşikte de bir zahmetim mi vardı? Koynundan niçin attın yavrunu bütün bütün. Bilmiyor muydun ki o yalnızlıktan korkardı? Sütünden tatlı mıdır anne sanki bu hayat? Bana sorsana anne yaşamak bir hüner mi? El aç yalvar gündüze geceye boyun uzat Bu uğurda bir ömür çürütmeye değer mi? Karnında yaşıyordum kâfiydi saadetim Anne istemiyordum ne tacı ne sarayı Anne karnında fazla yaramazlık mı ettim? Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı? Cahit Sıtkı Tarancı SOL YANIM ÇOK ACIYOR ANNE. Merhaba anne, Yine ben geldim. Merak etme okuldan çıktımda geldim. Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama Ali 'Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder' demişti de Onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen, Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık Anne sağım neresi, solum neresi. Ağrıyan yanımın neresi olduğunu şimdi iyi biliyorum anne. Hani geçen geldiğimde “şuram acıyor işte şuram” demiştim de Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne Bak şimdi söylüyorum Şuram işte, Sol yanım çok acıyor anne. Hem de her gün acıyor anne her gün. Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü. Elinden tutup okula getirdi. Yakası da danteldi. Zil çalınca öptü, “hadi yavrum sınıfa” dedi. Bende ağladım, Ağladım hiç de utanmadım. Öğretmen ne oldu dedi. “Düştüm dizim çok acıyor” dedim. Yalan söyledim anne. Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne. Bugün bende saçım örülsün istedim. Babam ördü ama onunki gibi olmadı. Dantel yaka istedim. Babam 'Ben bilmem ki kızım' dedi. “Bari okula sen götür” dedim. 'Kızım, iş' dedi. Bende “banane dedim, ağladım. 'Kızım, ekmek' dedi babam. Sustum ama okula giderken yine ağladım anne. Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne. Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi. Zeynep 'annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş' dedi. Babam hepsini birlikte yıkıyor. Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne? Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme. Üzülmesin diye söylemiyorum ama Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor. Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne. Hava kararıyor, ben gideyim anne. Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi. Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum. Kim bozuyor toprağını, Çiçeklerini kim koparıyor. İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme. Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne. Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım. Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını şu kavanozda biriktirdim. Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum. Her sabah onu öpüyor kokluyorum. Kimseye söyleme ama anne. Bazen de konuşuyorum onunla. Ne yapayım seni çok özlüyorum anne. Ha unutmadan, Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi. Ben babama yazdıracağım. Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın. Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne. Senin adın geçince sol yanım acıyor anne. Hiç bir şey yutamıyorum. Bazen de dayanamayıp ağlıyorum. Kâğıda da böyle yazamam ya anne. Ben gidiyorum anne, Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp. Mutlaka gel anne, Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne. Sol yanım acıyor anne. İşte tam şurası, Sol yanım çok acıyor anne. Seni çok özledim, Anne çook. Ayla Aydemir