Emanet ne demektir?

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve Adile tarafından 18 Mart 2013 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Emanet nedir, dinimizdeki yeri hakkında bilgi

    Emanet, sözlükte güvenilir olmak, doğruluk, bir kimseye koruması için geçici olarak verilen şey gibi anlamlara gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de emanet kelimesi iki yerde tekil ve dört yerde de çoğul olmak üzere, dini yükümlülükler (Ahzab, 33/72), emanet (Bakara, 2/283; Mü’minun; 23/8; Me’aric, 70/32) ve Allah’ın insanlara vermiş olduğu idarecilik, yöneticilik, malın idaresi gibi iş ve sorumluluklar (Nisa, 4/58; Enfal, 8/9) manalarında kullanılmaktadır.

    İslam literatüründe emanet oldukça geniş kapsamlı bir kavram olup, bir kimseye koruması için geçici olarak verilen malın yanında, ücret, kira, ortaklık hakkı, buluntu gibi maddi haklar ile iman, ibadet gibi dini yükümlülükleri; beden ve ruh sağlığı, servet, makam ve mevki gibi imkan ve kabiliyetleri; sözleşmeleri; mesken ve aile mahremiyetine saygı, nimet ve ikrama teşekkür, selama karşılık verme, sırların saklanması gibi dini, ahlaki, sosyal ilke ve kuralları kapsamaktadır.

    Bir fıkıh terimi olarak emanet, bir kimseye koruması için bir malın geçici olarak tevdi edilmesi akdini ve bu şekilde bırakılan malı ifade etmektedir. Bu manada emanet terimi ile eşanlamlı olarak vedia kavramı da kullanılmaktadır. Fıkıh literatüründe emanet, tarafların birbirine uygun karşılıklı irade beyanıyla kurulan ve bağlayıcı olmayan bir akittir. Emanet akdin kurulabilmesi için tarafların eda ehliyetine sahip olmaları ve emanet bırakılan malın akit konusu olmaya elverişli bulunması gerekir. Bunun dışında, sahibinin açıkça veya ima yoluyla iznine bağlı olarak elde bulundurulan şeyler de emanet hükmündedir. Emanet bırakılan kimse kural olarak emin kimse sayılır ve iyi niyetli olduğu, emanet bırakılan malı korumada makul derecede titizlik gösterdiği sürece mala gelen zarardan sorumlu olmaz. Ancak kişi bilerek, ölçüsüz, aşırı ve kusurlu davranarak bu malın zarar görmesine sebep olmuşsa verdiği zarardan sorumlu tutulur. Emanet bırakılan şahıs malı koruması karşılığında ücret alıyorsa, sorumluluk artar. Bu takdirde, alınması gereken tedbirleri almadığı için veya kaçınılması mümkün bir sebepten dolayı mal zarar görmüşse tazmini gerekir.

    Peygamberlerin sıfatı olarak emanet, Allah’tan aldığı vahiyleri, aynen insanlara tebliğ etmeleri anlamındadır. Peygamberler, almış oldukları ilahi emirleri ne değiştirmişler ne de onlara bir şey ilave etmişlerdir. Çünkü Peygamber en güvenilir insandır. Onlarda hiçbir şekilde ihanet ve hıyanet bulunmaz. O halde güven ve emniyet, nübüvvetin vazgeçilmez şartıdır. Bu hususta Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: “O Peygamberler ki Allah’ın gönderdiği emirleri duyururlar, Allah’tan korkarlar ve O’ndan başka kimseden korkmazlar.” (Ahzab, 33/39) Bütün Peygamberler görevlerini en mükemmel şekilde yerine getirmişler ve kavimlerine şöyle demişlerdir: “Size Rabbimin gönderdiği gerçekleri tebliğ ediyorum ve ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm.” (A’raf, 7/68)
     
    Son düzenleme: 12 Şubat 2014