Elektromanyetik Kirlilik Nedir

Konusu 'Eğitim Konuları' forumundadır ve Lasey tarafından 17 Aralık 2016 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Elektromanyetik Kirlilik Nedir

    Elektromanyetik kirlilik, yaşadığımız alanlarda bulunan elektrik akımı taşıyan kablolar, radyo frekans dalgaları yayan radyo ve televizyon vericileri, cep telefonu baz istasyonları, yüksek gerilim hatları, trafolar, mikrodalga yayan ev aletleri vb.nin yarattığı, insanın ve diğer canlıların üzerinde bozucu etkiler yaratan “elektromanyetik alanlar” dır. Size, kentten çok uzakta, ağaçlarla dolu bir ormanda havanın kirli olduğunu söyleseler herhalde inanmazsınız. Çünkü hava kirliliği denince akla hemen genzinizi yakan bir duman, gri bir bulut tabakası geliyor. Oysa, havamızı kirleten ve görünmeyen bir kirletici daha var: elektromanyetik dalgalar.

    Literatürde buna “elektronik pus” anlamına gelen “electrosmog” bile deniyor. Gözle görülmeyen bu elektromanyetik kirlilik, kimi zaman cep telefonunuzun çalmasıyla televizyonda karlanma yaparak, kimi zaman ise yüksek gerilim hatları yakınında uçan helikopterleri bile düşürerek kendini gösteriyor. 20. yüzyıl ile birlikte doğada da var olan bu manyetik alanlara insan yapımı olanlar da eklenmeye başladı. Bununla birlikte bu etkileri ölçümlemek için sayısız aştırma yapılmaya başlandı. Araştırmalar bu aletlerin yaydığı manyetik alanlara sınırlamalar getirdi ama tartışmalar bitmedi. Sınır değerlerin altında da olsa uzun süreli elektromanyetik radyasyona maruz kalan insanlarda ne gibi sağlık sorunlarının görüleceği ciddi bir tartışma konusu.



    Elektromanyetik alan kirliliği yaratacak kaynaklar aşağıda sıralanmıştır:

    Doğal EM kaynakları;

    • Güneş

    • Bazı uzak yıldızlar

    • Atmosferik deşarj yani yıldırımlar.



    Doğal olmayan EM kaynakları;

    • Elektrik akımı taşıyan yeraltı ve yerüstü elektrik hatları,

    • TV ve bilgisayarlar,

    • Elektrikli ev aletleri (Elektrikli süpürge, saç kurutma, traş makinesi vb.)

    • Mikro dalga fırınlar

    • Radyo ve TV vericileri

    • Telsiz haberleşme sistemleri,

    • Kordonsuz telefonlar

    • Hücresel telefon sistemleri ( GSM Baz istasyonları.)

    Elektromanyetik Kirlilik; Teknolojinin gelişmesi ile günlük yaşamda kullandığımız cihazlar da artıyor.Televizyon,cep telefonu,bilgisayar ve daha sayamadığımız pek çok cihaz..
    Bu cihazların günlük hayatta artan kullanım oranları çeşitli olumsuzluklarında artmasına neden oluyor.Çoğunlukla insan sağlığını olumsuz etkileyen bu etkilerin başında etrafa yayılan elektromanyetik kirliliğin artması başlıca neden olarak gösterilebilir.

    Elektromanyetik kirlilik nedir; yaşadığımız alanlarda bulunan elektrik akımı taşıyan kablolar, radyo frekans dalgaları yayan radyo ve televizyon vericileri, cep telefonu baz istasyonları, yüksek gerilim hatları, trafolar, mikrodalga yayan ev aletleri vb.nin yarattığı, insanın ve diğer canlıların üzerinde bozucu etkiler yaratan elektromanyetik alanlar dır.

    Elektromanyetik kirlilik, çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere sebep olan elektrik ve manyetik alan bileşenleri olan dalgaların oluşturduğu alanın limit değerlerinin üzerinde olmasıdır.

    Literatürde buna “elektronik pus” anlamına gelen “electrosmog” bile deniyor. Gözle görülmeyen bu elektromanyetik kirlilik, kimi zaman cep telefonunuzun çalmasıyla televizyonda karlanma yaparak, kimi zaman ise yüksek gerilim hatları yakınında uçan helikopterleri bile düşürerek kendini gösteriyor. 20. yüzyıl ile birlikte doğada da var olan bu manyetik alanlara insan yapımı olanlar da eklenmeye başladı. Bununla birlikte bu etkileri ölçümlemek için sayısız aştırma yapılmaya başlandı.

    ELEKTROMANYETİK KİRLİLİK NEDİR TANIMI
    İçinde yaşamaya çalıştığımız dünyada ne türlü
    tehlikelere karşı savaştığımızı, ya da daha doğru bir deyişle
    savaşamadığımızı hiç düşündünüz mü? Görebildiğimiz ve
    göremediğimiz tehlikelerin bombardımanı altında koşuşup
    kendimizi korumaya ve kollamaya çalışıyoruz.
    Gün geçmiyorki gazetelerde, televizyonlarda: Falan yere uçak düştü, filan yerde sel baskını, çevre kirliliğinden dolayı x gölünde
    balıklar ölüyor, trafik kazasında şu kadar araç birbirine girdi bu
    kadar insan hayatını kaybetti, x ülkesinde yanardağ faaliyete geçti,
    köyler boşaltılıyor, Nükleer santralda radyasyon sızıntısı, deprem,
    yangın, ozon tabakasında büyüyen delik, yemek diye yediğimiz
    kanserojen maddeler, dünyayı tehdit eden sera etkisi, hava kirliliği,
    başa çıkamadığımız mikroplar, stres, salgın hastalıklar.Evet hastalıklar; insanoğluna musallat olan hastalıkların adedini
    hiç düşündünüz mü? On,yüz,bin …Bir doktor dostunuza sorun
    bakalım kaç türlü hastalıkla karşı karşıyayız? Ne ise daha fazla
    moralinizi bozmayayım, ama bu yazdıklarımın hangisini reddedebilirsiniz?
    Ve adına medeniyet dediğimiz, hayatımızı kolaylaştıran ve bu işi
    yaparken gizliden gizliye onu tehdit eden teknolojik yenilikler…
    İşte sevgili okurlar; bu gizli tehditin en başında geleni ve maalesef
    çoğumuzun henüz bilmediği ELEKTROMANYETİK KİRLİLİK…

    Bu korkunç canavarın ne olduğu ve nerelerden kaynaklandığı,
    insan hayatını nasıl etkilediği 1999 yılının son aylarında (11 Kasım 1999)
    Ankara’da Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı ile
    Türkiye Bilişim Derneği tarafından yapılan bir sempozyumda ele alındı.
    Çok değerli bilim adamlarının katılarak bildiriler sunduğu bu
    sempozyumda konuşulanları, toplumun her kesimine eldeki imkanları
    sonuna kadar zorlayarak iletmenin bir insanlık borcu olması gerektiğine
    inanarak sizlere aktarmak ihtiyacını duydum.

    Sunulan bildirilerin içinde zaman zaman toplumun her kesimince kolay
    anlaşılamayacak teknik terimler bulunduğundan, mümkün olduğunca
    herkesi ilgilendiren ve herkesin kolayca anlayabileceği bilgileri
    aktarmaya çalışacağım. Bu görevi yaparken, saygıdeğer bilim
    adamlarının hoşgörülerine sığındığımı da belirtmek isterim.

    KİRLİLİĞİ OLUŞTURAN ELEKTROMANYETİK ALANLARI
    NELER YARATIR :
    Elektromanyetik (EM) alanları etrafımızdaki tüm akım taşıyan kablolar,
    elektrikli aletler, yüksek gerilim hatları, TV ve bilgisayarlar, TV ve radyo
    antenleri, FM ve TV vericileri, mikrodalga fırınları, mobil telefonlar,
    uydu antenleri, verici antenleri, evlerimizde kullandığımız çamaşır
    makineleri, bulaşık makineleri, buzdolapları, mikrodalga fırınları,
    saç kurutma makineleri, elektrikli traş makineleri, elektrikli ısıtıcılar,
    tıbbi cihazlar. EM dalga yayıcıları bu kadarla da bitmiyor.
    Bizler görünür ışığın titreşiminden biraz daha az titreşimli
    IR (Infrared, Kızılötesi) EM radyasyonu yapıyoruz yada EM dalga
    yayıyoruz ve canlılığımız devam ettikçe IR radyasyon yayacağız.
    Vücudumuz, besinleri yakmakla oluşan ısıyı, vücut sıcaklığını 37C’de
    sabit tutmak için sürekli etrafa yaymak zorundadır. Bunu IR radyasyonla
    yapar. Evrimleşen insan için çevre doğal alanları teknolojik gelişme
    ile bozulmuştur. Teknolojinin bize sunduğu yaşamımızı kolaylaştıran
    tüm aletler (cep telefonu, bilgisayar, televizyon, elektrikli ev aletleri,
    uydu antenler, kablolu iletişim sistemleri vs.) bu uyumu bozmaktadır.
    Çünkü bu aletlerin EM alanları, insan vücudundaki EM alanlardan ve
    doğal çevre alanlarından çok daha fazladır. Örneğin, günlük hayatta
    ev ve işyerlerinde kullandığımız buzdolabı, bulaşık makinesi, kurutma
    makinesi, TV, bilgisayar, elektrikli ısıtıcı, ütü, mikser, mutfak robotu,
    floresan lamba, elektrikli traş makinesi, saç kurutma makinesi, elektrikli
    battaniye gibi aletlerin manyetik alanları 1mG (miligaus) – 25 G arasında
    değişmektedir. En fazla magnetik alana 25 G ile saç kurutma makinesi,
    5 -10 G ile elektrikli traş makinesi ile floresan lamba sahiptir.

    Renkli TV ve bilgisayar monitörünün magnetik alanı 1-5 G arasındadır.
    Bugün dünyada milyonlarca cep telefonu kullanılmaktadır. Bu nedenle
    çok küçük bir sağlığa zararlı etkinin varlığının bile önemsenmesi
    gerekliliği ortadadır. Özellikle cep telefonlarının kullandığı frekanstaki
    EM alanın 1993 yılında Belçikalı bilimciler tarafından P53 geninde
    hasara yol açtığının gösterilmesi, ayni frekansın (2.45 GHz) farelerde
    beyin lezyonu oluşturduğunun Washington Üniversitesinde (1995)
    gösterilmesi, WHO EMF projesi başkanı M. Repacholi’nin cep
    telefonu frekansının farelerde lenfomaya neden olduğu bulgusunun
    yayınlanmasının WTR (Wireless Technology Research) tarafından
    reddedilmesi, Motorola adına araştırma yapan ünlü Biyofizikçi
    Rose Adey’in araştırma sonuçlarını kabul etmeyen Motorola’nın
    kendisiyle bilimsel çalışmaları durdurması, yalnızca Fransa’da son
    bir yılda her iki cinste de beyin tümörü sayısında %31 artış görülmesi
    bize sunulan kaynakları sınırsız ve sorumsuz kullanamayacağımıza
    ilişkin önemli göstergelerden yalnızca birkaçı.

    Cep telefonu kullanımı, yüksek gerilim hattı ve baz iztasyonu
    kurulmasındaki hızlı artışın kanser, başağrısı ve hafıza kaybı dahil
    olmak üzere sağlığa olumsuz etkilerine ilgi artmıştır. Bu ilgi karşısında
    Dünya Sağlık Örgütü, 10 yıl sürecek olan ve 44 ülkenin katıldığı
    Uluslararası Elektromanyetik Alan Projesi ( World Health Organisation,
    International Electromagnetic Field Project) ‘ni 1996 yılında başlatmıştır.
    Bu projeyi aralarında EC, ILO, NATO’nun da bulunduğu 8 Uluslararası
    kuruluş ile 8 Araştırma Laboratuarı ve Merkezi desteklemektedir