El-Vekil Esması İle Hakka Münacat Sensin tevekkül hedefi, kalb meyleder senden yana. Sana tevekkül edeni garkeden sensin ihsana, Gücümüzü aşan işte, elbette sensin el-vekîl; Ne güzel vekilsin Yârab, tevekkül eyledik sana... Yârabbi... Sonsuz merhametinle Aşılmaz dağları yol edersin kullarına, Bunaltan darlıklarda Himmetini tutunacak dal edersin kullarına, Yoklukların içinde kıvranırken çaresizler, Lütfeder de, azlıkları bol edersin kullarına... Erer mutlak selâmete Sana bırakılan işler Sen vekil olursan Yârab, aşılmayan engel mi var? Eğilir dağlar, yollar genişler... Sen vekil olursan kullarına; Yakmaz ateş, boğmaz su, kapmaz uçurumlar, Çöller vahâ olur birden, su olur tutuşan kumlar. Sen vekil olursan Yâ İlâhî; Dev kayalar karlar gibi ezilir, Çelik gibi engeller su olur yere süzülür... Sen vekil olursan Yârab; Gönülleri duman almaz, Çözülür birer birer yollardaki engeller, Yüreği sıkan ipte kördüğüm kalmaz... Kotarırsın gariplerin Sana tevekkül ettikleri işlerini, Suya çevirirsin zehirini akrebin, Hamur gibi yumuşatırsın canavarın dişlerini... Sana tevekkül edenin yok ise gayrı kimsesi, İnanmışsa, kalbinde yok ise vesvesesi; Çalınmaz, bağlanmamış olsa bile devesi... Biz sana sığındık Yârab, Tek sana eyledik tevekkül... İnandık yaratan sensin, tek seni biliriz İlâh, Biliriz ki, yalnız sende felah... Ey İblis, şaşırtma bizi, yolumuzdan geri çekil! Biz ki, cümle işimizde Allah'ı seçmişiz vekil...