El-Vacid Esması İle Hakka Münacat Münezzehsin kusurlardan, hep müstağni olan sensin, Dileyince verdiğini, isteyince alan sensin, Murâd eylediğin her şey hazır olur huzurunda; Kaçış yok senden ey Vâcid, gel diyince bulan sensin. Yârabbi... Hükmünü infaz etmeye, Ya da kabzetmeye ruhu, Gerek duyduğun anda bulursun kullarını. Sonsuz kudret sahibisin, ermediğin yer yok, Basîr vasfınla İlâhî, görmediğin yer yok... Sırtını senin verdiğin kudrete yaslayanlar, Kibre râm olup da, ilâhlık taslayanlar Nerdeler? Hiç birinden eser yok... Sonsuz gücünden özge güce yoktur ihtiyâcın, Sonu geldi emrin ile nice tahtın, nice tacın... Ol der isen oluverir her şey, Dize gelir cüce önünde devler. Dilersen âbâd edersin vîrân olan haneleri, Emredersen vîrân olur evler... Bulmak için aramana gerek yoktur senin Yârab, Yarattığın her şeyi bulansın. Gizlenmek ne mümkün senden, Senden ne mümkün kaçış? Sen isteyince bulan, el-Vâcid olansın... Aklı olan elbette gizlenmeyi denemez, Hiç bir yer asla senin ilminden gizlenemez... Senden kaçan gafiller, Senden gayrı sığınacak bulamaz. Her yer senindir Yârab, her yerde sen varsın, Kimse senin hükmünden, kaçmakla kurtulamaz. El-Vâcid sensin İlâhî, bizi her an bulursun, Sen karanlığı saran sönmeyecek bir nursun. Sensin âciz kullarına merhametinle yaklaşan, Sensin o sonsuz kudreti sonsuzluğu aşan... Veren sensin, alan sensin, Aramadan bulan sensin, Duyan, bilen, gören sensin; Cemâlini görenlerden eyle bizi Yârabbi! Şefkatine erenlerden eyle bizi Yârabbi!.