El-Muhyi Esması İle Hakka Münacat Nebat köküne özsuyu, damara kan veren sensin, Engin denize damlayı, zamana an veren sensin, İhya edensin her şeyi, el-Muhyi sensin İlahi; Alan sensin canı tenden, cansıza can veren sensin. Yarabbi... Tarlada yeşil başağa nasıl veriyorsan dane, Sensin bağışlayan canı, ruhu veren her bedene. Bir bakarız ki toprakta, tohum durmuş tomurcuğa, Can bahşeden sensin ana rahminde çocuğa... Bağışlayan sensin bir ömürlük zamanı bize, Yaratan sensin bedeni, veren sensin canı bize. Bizi halkedeceğini bilirdin ezelden beri, Hulka vesile edensin fani bedenleri... Yoktu fani bedenimiz, yoktu hayatımız, Elbet senin kudretinde yine mematımız... Veren sensin bedenlere sağlık ve selamet Varlığını ihtar eder en küçük alamet. İnandık ki Yaratansın, İhya edensin gönülleri. Çileten sensin bülbülü verdiğin hasretle, Sensin güzelleştiren dalında gülleri... Nebatta tohumu, canlılarda dölü, Bir zaman bekletirsin atıl ve ölü. Sonra vesile edersin her birini bir bedene, Varis edersin her geleni bir gidene... Devreder durur hayat, Tükenirken bir nesne tamamlayıp ömrünü, Yerine kaim edersin öbürünü. Buhar olup uçar su, Bulut olur, yağmur yağmur toprağa yağar, Sel olur akar denize, Deniz gibi dalgalanır canlılar; Biri ölür, biri doğar... İnayet senden İlahi, Ya etmezsin, ya edersin. Viran edersin abad ettiklerini, Can bahşedip, yeniden ihya edersin. Ya İlahi, yarattığın her şey güzel, Yaptığın her şey iyi; İhya edensin alemi, sensin el-Muhyi...