El-Muğni Esması İle Hakka Münacat Sensin servet ve kudreti sonsuz olan tek padişah, Kimine ganî serveti gönderen sensin ey İlâh, Her şeyi yaratan kudret, bir şeye duymaz ihtiyaç; el-Muğnî'sin, kullarına lûtfeyleyen sensin refah... Yârabbi... Yuvadaki kör yavru kuş, Senden bekler rızkını. Nasıl ki sarıyorsa çelik kılıcı kını, Öylesine sararsın şefkatinle âlemi... Kuyuda kurbağanın rızkını gönderensin, Dilediğinden alan, dilediğine verensin... Kiminin gönlüne verirsin yüce sevdanı, Onu ummanlardan bile engin edersin. Kimine verirsin malı ve serveti, Yaşadığı sürece zengin edersin... Kimini zenginken edersin fakir, Kimi şöhretteyken eylersin hakir... Kimi birden bire boğulur servete, Kimi köle iken, hükümdar olur devlete... Kimi yücelerdeyken, zillete düşer, Kimi sağlıklıyken illete düşer... Kiminin maksûdu sensin, kiminde ayrı gaye, Verirsin dilediğine erilmeyen paye... Kimi bir lokma için ömrünce hep koşar, Kimi huzur içinde rahat rahat yaşar... Kimi servetini senden bilerek, Dalar tevâzuun enginliğine. Kimi yüreğinden hakkı silerek; Nemrut gibi kibreder zenginliğine... Oysa alan sensin, veren sensin, Herkesin rızkını mutlak gönderensin. Şükranla karşılarız, ne vermissen çok ve az, Rızka kefil olan sensin, sanadır niyaz; Aklı olan rızkından endişe edip korkmaz... Asıl zenginlik ki, gönül zenginliği, Gönül zenginliği, umman enginliği.... Biliriz zenginliğin nerden geldiğini, Dilediğine verirsin Yârab, sensin el-Muğnî...